8 Haziran 2011 Çarşamba

Garip bi'gündü

iyi geceler herkese :)

Bugün gerçekten çok fazla şey oldu.Bu sefer şaka değil.Bugün bildiğiniz gibi bitanemle buluştum.Aslında güzel bi gündü.Fakat ben daha güzel geçmesini hayal etmiştim.Şöyle başlamak gerekirse;

Sabah erken taklıp sakalımı kısalttım,hazırlandım evden çıkıp metrobüse gittim.Metrobüs kaç dakikada bir gelir?Evet cevaplarınızı duyar gibiyim.Max 1 dakika...Hem de sabah saat 9 da, işe gidiş vaktinde değil mi?Ama bu ülkeyi yöneten mercimek beyinlerde mercimek değil nohut olsaydı bu ülke zaten bu hale gelmezdi...Sabah iş vaktinde 20 dakika metrobüs bekledim.Oluşan izdihamı düşünün.Sonra onların gelen -yazıyla bir- 1 metrobüse sığmaya çalıştığını düşünün.Koltuk değnekli bi teyze düşüp metrobüsle kaldırım arasına sıkıştı.Koltuk değneği de metrobüsün altına düştü.Tabi izdahamda alamadı kimse.Bindim tek parça halinde.Klima çalışmıyor.İnsanlar koltuk kenarlarına çıkmış kafaları tavanlara değiyor.Sonunda bir kadın bağırdı 6 duraktır inemiyorum.Bu ne rezalet! Açılın bi yaa! diye.Arkadan bir amca da: "Yakışır bu millete, inşallah beter oluruz." dedi.Aslında tam hislerime tercüman oldu...Bir tane daha mercimek beyin zihniyetine sahip adam çıkıp, "Efendi metrobüs olmasa E-5 de trafikte kalacaktın." dedi.Yani bundan sonrasını yorumlama gereği duymuyorum.Lafın mantıksızlığını acizliğini siz çözün...

Neyse kavga kıyamet geldim.Bitanem, uykucu kedi, uyuyakaldığı için zincirlikuyu'da değil altunizade'de buluştuk.Trafikte beraber vakit geçirelim diye..Arabada hoş şeyler oldu tabi :) Blow job, hand job bunlardan bazıları hihihih :)Sonra Bebek'e geldik.Güzeeeel bir kahvaltı yaptık boğaza karışı.

Daha sonraki planımız İstinye Park'a gitmekti.Öyle de yaptık.İstinye  Park'a gidince bitanemin banka işi varmış, bankamatiklere gittik.Yaklaşık 20 dakika sürdü işi.O hesaptan çekti ona yatırdı, ordan çekti ona yatırdı.Borsa gibi...Sonra tam benimle ilgilenecek artık derken, kayınvalidem aradı.Kayınpeder'e uçak bileti alıncakmış.Bunu telefondan yapmayı denedi.Olmadı.Sonra ben yaparım dedim.Hani iyilik olsun diye...Onayladım kart numarası hatalı dedi.Bi daha girerken dondu sayfa.Ben onu yapmaya çalışırken tamam Apple'a gidiyoruz yapma ordan internete gircem dedi.Ben de hani olur diye uğraşıyorum.

Sonra bana ciddi ciddi sesini yükseltip kızdı.Neymiş efendim, yapma demiş hala yapıyomuşum.Ben iyilik olsun diye uğraşıyodum orda senin için.Kızıp bağırman mı gerekiyodu?Sinirlendim.Çünkü bana haftada minumum 1 kez haksız yere kızar.Ama tersime denk geldi ve sinirlendim.Yüzümü astım.Bi de 3 dakika sonra."E ama sen yüzünü astın" dedi bana.Neyim ben oyuncak  falan mı?Sana iyilik yapmaya çalışırken kızarsan bana yüzüm asılır.Kusura bakma.Sonra bu da yetmezmiş gibi H&M'e gittik tam 50 dakika boyunca kıyafet denedi.Ben artık ayakta durmaktan yorulduğum için oturdum bi köşeye...

2 saat geçmişti buluşmamızın üstünden ama henüz 30 dakika görebilmiştim yüzünü.Bankamatik,uçak bileti, bana kızması alışverişi derken artık iyice canım sıkıldı.Arada da sen kızdın bana diyo bana.Ben de açık açık öyle davranırsa bigün tolere edemiyeceğimi söyledim.

Allah'a şükür alışverişi bitti; sinemaya girdik.Girerken gene tartıştık.Neymiş efendim ikaz etmiş beni uğraşma diye sonra kızmış.Ben de ona sadece "Ben sana hiç kızıp sesimi yüklettim mi?" dedim.Sustu.Sustu çünkü verecek cevabı yoktu.Sinemaya girene kadar ikimizden de çıt çıkmadı.Öncesinde de tehtid ediyo beni: "Suratını asmaya devam edersen ben de asıcam, hiç hoş olmayacak".Hiç ilgilendirmedi beni, çünkü gerçekten sinirliydim.

Filme girdik fragmanlar falan...Elini uzattı kucağıma tuttum öptüm.Kulağıma fısıldayarak "sev beni " dedi.Ben de "asıl sen sev beni, hep kızıyosun, kırıyosun beni" dedim."Sonra ne alakası var hakettin" dedi.Ben de ben sana kızmıyosam senin de öyle bi hakkın olamaz dedim.O da ben seni kızdırıcak bişey yapmıyorum dedi.Sütten çıkmış ak kaşık ya...Demek ki onun gibi kızmak gerekiyo.İçime atınca kendini sorunsuz zannetmiş.Ben de sinirlendim ve elini bıraktım.O da bi hışımşla çekti kucağımdan.Sırtımı döndüm.

Sonra işte bu tesadüf müdür bilmem; Mahsar Alanson'un Eti reklamı var her yerde gördüyseniz.O reklam çekilirken tünelde yemek yiyoduk ve çok mutluyduk.Pat diye sinemada o reklam yayınlandı.Aklıma o gün geldi.Tüylerim diken diken oldu içim titredi bi..Sonra gözlerim doldu neden bilmiyorum...

Film başladı dayanamadı ve elimi tuttu öptü.Barışmıştık artık.Özledim çünkü onu.Sonra sertleştim eliyle beni okşamaya başladı.Sonra elini şortumdan içeri soktu ve sert aletimi kavradı.Sulanmıştı ve kayganlaşmıştı.Benim pipime bayılıyo, tutunca avuçlayıp sıkıp bırakmıyo bi daha, titriyo kendinden geçio falan.. Sonra düğmemi açtım eğildi ve emdi.Evet bu bir özürdü aslında...Sonra kayganlaşınca okşadı biraz daha...Aynılarını ben de ona yaptım.Bizim aslında olmazsa olmazımız bu sinemada :D Film bitti, çıktık yemek yedik her şey neşeli olmaya başladı.

Mac'e gittik.Birisine doğum günü hediyesi ruj alacakmış.Orada bi eleman vardı.Aman tanrım evde kamış kız kurusu herif...Agresif...Nalet...Ters...Belli ki poposu 3 yıldır sert, kalın damarlı bi pipiye hasret...Ruju aldık çıktık.Dalga geçe geçe starbucks'a gittik.Oturduk.İşte keşke gay arkadaşlarımız olsa dedi.Bize gay arkadaş bul dedi şirin şey :) Ben de tüüüh! Bay Bilinmeyen burada olsa onla tanıştırırdım bak dedim :P Ama tabi ki yapmam kan çıkar.

Oturduk uzuuunca konuştuk.Gelecek planlarımızdan.---------------------------------------------------------------------------Bundan sonrası sıkıcı gelebilir, okumak istmezseniz saygı duyarım, kişisel görüşlerimi içeriyor devamı.--------------------------------------------Ben artık onu hayat arkadaşı olarak gördüğümü, onun için her açıdan düşündüğümü söyledim.Biraz uzattım ama anlatmak istiyorum.Bana Türkiye dışında bi yere yerleşelim diyo.Sebebi de gay'lere tanınan haklarmış.Mal edinebilme, sokakta el ele tutuşma falan.Ben de ona: açıkçası benimle bir ömür geçireceksen gel şunu konuşalım dedim.Şimdi yazacaklarımı ben söyledim:

Çevrende kaç kişi evliliklerinin 5. senesinde ya da sonrasında hala el ele dolaşıyo?Örnek annemler babanlar..Çok nadir dolaşıyolar..Çünkü 6 - 7 seneye ilişkide aşk, ilk baştaki ateş bitiyo,kalan şey sadece sadıklık, güven, saygı...Sokakta öpüşme değil.El ele tutmak değil.Şimdi böyle düşünüyosun çünkü ayda bi sevişebiliyoruz.Açız buna.Ama sen de biliyosun ki beraber yaşayınca bu tutkumuz böyle olmayacak er ya da geç cinsellik zamanla azalır.İnsanoğlunun yapısında var bu.Elde ettiği şeyin kıymeti kalmaz gözünde.Her gece sevişebileceğini biliyosun.Artık bi değeri kalmıyo.Sağlam bi ilişkiyse eğer; güven, sadakat ve saygı-sevgi kalıyo.Tamam cinsellik bitmez ama azalır, azalınca da bazı şeyleri görmeye başlarsın.Ben bunu annemden babamdan gözlemledim ve çevremdeki pek çok güzel evli çiftten...Bu sebeple el ele tutuşamamak başka bi yerde yaşamak için sebep değil.Ayrıca "İnsanlar nasıl bakar söylersem"diyosun bana? Arkadaşların, yakındakilerin dışında olanlara açıklama? İş yerindeki adam senin kimle yattığını bilmek zorunda mı?O dün hangi kadınla yattığını sana sölüo mu?Yani bu da bi kıstas değil.Hele 3 sene el ele tutuşmak için İstanbul gibi bi şehiri terk edemezsin.Daha kalıcı şeyler için hayat planını yap.Mal paylaşımı falan ne önemi var bunun?Ayrıca dışarda dokunum isteyip dokunamamak bi şehvet katıyo bence :) Sertleşiyosun falan :) Kuytu da sıkıştırıp öpüyosun :) Ben burda kalıcam demiyorum.Ama genelde gay marriage olan yerleri söylüyo hep ve bazıları kariyerimiz için uygun yerler değil.

Kafamdaki her düşünceyi söyledim.Mantıklı buldu.Galiba kendisi hiç bu yönden bakmamış.Umarım artık bakar..Ama konuşmamız hoşuma gitti.Bu konudaki düşüncelerimi "Hayat Arkadaşım"la paylaşmak istiyodum uzun süredir.

Neyse millet çenem düştü pipime kadar.Şimdi kendime blow job yapıcam :)
Kafanızı şişirdiysem affola :) İyi geceler, Yunan Tanrısı Heykeli vücutlu erkeklerin olduğu rüyalar görmeniz dileğiyle ;)

6 yorum:

  1. ya sen içinden geldiği gibi yazsana.okunur okunmaz onu okuyucaya bırak.kendini yazarken sınırlama ki senin yaşadıklarını ayrıntılarıyla bilelim.kısıtlarsan hem kendine hem okuyucuna haksızlık yaparsın.ayrıca uzun yazı yazmak problem değil ki.okumak isteyen okuyor zaten.yeter ki akıcı olsun.merak içersin

    YanıtlaSil
  2. yok zaten içimden geldiği gibi yazıyorum ama bazen uzun oluyo falan diyolar ondan, peki:) benim sorum şu akıcı ve merak içeriyor mu?

    YanıtlaSil
  3. :D bi'adam öykü yazmıyorsun roman yazmıyorsun hayatından bir kesit küçük bir anı diğer bir değişle günce :D merak nasıl içerebilir?

    yada acaba bi'tanen daha sonra ne yaptı diyebiliriz ki?

    günlük olarak güzel yazıyorsun en azından akıcı. kişisel yorumumu yaparsam eğer aranızda geçen konuşmaları duymak isterdim en azından siyasi olsun bilgi içerikli olsun görüşlerini okumak güzel olurdu. "hııı sen çok yazıyorsun sanki" dersen eğer karmaşıklıktan başka bir şey çekmiyorum hayatta ondan yazamıyorum :D

    blog güzel ama. +18 de oluyor bazen. bu arada 1tanenle barışma stilinize hayran kaldım :D ve sinemada oynaşan iki kişi görünce de aklıma hep sen geliceksin :D nedense ben utanırım ya her konuda. :d sanırım buda benm eksik noktam :D

    YanıtlaSil
  4. ahahahah arkadaki adam öne eğildi napıo bunlar diye ama çok da tın :)

    YanıtlaSil
  5. :D :D böyle olmak gerekiyor zaten :D

    YanıtlaSil
  6. tabi canııım yüzsüzlük hat safhada :)

    YanıtlaSil

çıkar bakalım ağzındaki "şeyi" :