30 Mayıs 2011 Pazartesi

İyi ki hayatımda


merhaba :)

  Bugün gerçekten çok uzun bi'gün oldu.Sabah 10 da kalkıp derse gitmem gerekiyodu.Fakat sabah azgınlığıydı falan asılmadan duramadım ve1 saat kadar geç kaldım 11 de gittim.Sonra 1 de eve gelip hazırlandım ve karşıya -anadolu yakasına- geçtim.Mezun olduğum lisenin barbekü partisi vardı mezunlar günü adı altında.

   Fakat sabah bitanemle konuşurken anne-babasının (kayınpederim, kayınvalidem olur kendileri :P ) Tarabyaya gittiğini söyledi akşam da 6 gibi döneceklerini söyledi.Benim zamanım şöyle kısıtlıydı, mezunlar gününe ancak yetişecektim ve 6 gibi işim biterdi ancak.Bu sebeple onu evde yalnız yakalayamicaktım.Bunu söylediğimde ufak çocuklar gibi üzüldü.Tabi ben de üzüldüm ama o üzülünce böyle içim eziliyo benim bi kötü hissediyorum kendimi.

   Boğaziçi Köprüsünü geçince babama beni yol kenarında bırakmasını söyledim; ben hemen metrobüsle 2 durak sonra oradayım dedim.(Babam da karşıya geçtiği için beni o bıraktı.)Karar verdim bitaneme sürpriz yapıp Ataşehir'e gitcektim.Yolda onu oyaladım tabi.Bi de bana duygu sömürüsü yaptı yaramaz çocuk :) Efendim neler kurmuş kafasında hazırlanmış benim gelmem için falan :) Tabi kaçın kurasıyım ben,biliyodum duygu sömürüsü olduğunu fakat sölemedim.Evine gittim ve kapıyı çaldım.Tabi bu sırada heyecanlandım çok.Hatta ilk buluşmamızdaki gibi oldum.Ne zaman ona sürpriz yapsam böyle oluyorum.

   Kapıyı açıp beni görünce afalladı bi.İçeri aldı beni kapıyı kapatınca ellerimi boynuna sardım gözlerinin içine bakarak :"Benim sevgilim üzülecek ve ben hiç bişey yapmadan durcam mı?" dedim.Dudaklarına yapıştım...Hızlıca soyundum yatağa yattım kucağıma aldım bebeğimi.Şaşırdı ama mutlu olmuştu bu sürprizden tabi.O mutlu olunca ben daha da sevindim.Hatta ilginç bişey de oldu.Biraz müstehcen fakat yazmak istiyorum.Yatakta kucağımdayken ve tam asılırken, yaklaşmışken ikimizde telefonum çaldı.Müziği True Blood'ın soundtrack'i Bad things...Tam o sırada bizim o halde olmamız ve şarkının sözleri beni iyice azdırmış olacak ki, sonuç ortada kısa sürede ACE beyazlığı :)

   Tabi arayan arkadaşımdı.Mezunlar gününe geç kalmıştım.Fakat o an sevgilimin buruk içini mutlu etmek daha önemliydi benim için ve dert etmedim.Çıkarken akşam tekrar buluşuruz ama dışarıda olur diye sözleştik ve ben çıktım.

    Mezunlar günü tabiiki çok güzeldi.Arkadaşlarımı görmek falan..Sonra hep beraber caddeye gittik.Oturduk konuştuk güldük.Herkesin sevgilisi kollarındaydı.Benimki ise uzakta..İçim acıdı bi.Keşke mümkün olsaydı bende onu kollarımla sarıp öpseydim orada.Saat 6 gibi işim bitti aradım bitanemi.Kaynanam hala gelmemiş daha uzun bi süre de gelmeyecekmiş.Eve çağırdı beni.Uça uça gittim.Ama giderken D&R a girip ona küçük panda maketlerinden aldım.O da bana şirinlerin kedisi Azmanı almıştı daha önce; ben de ona ördek almıştım.Ördek olma sebebim popoma ördek demesi, çok şirinmiş :) Tabi kendinden haberi yok ufaklığın :)

    Koşa koşa evine gittim.Asansörde hediye paketini brief'ime sıkıştırdım.Pantolonumu kapadım.Zili çaldım..Kapıyı açtığında duştan çıkmıştı.Üzerinden damlayan su tanecikleri o erkeksi vücudunu daha da seksi kılmıştı.Kapı kapanır kapanmaz öpüşmeye başladık.Beni soy dedim ve en son çıkardığı parçada hediye paketini gördü pipimle beraber :) Açıp bakınca sevindi ufak çocuk gibi :) Sabah giderken de not yazıp elmasının arasına koymuştum (elma dediğim bilgisayarı apple.Ben ona elma demeyi tercih ediyorum).Onu bulunca da bi mutlu olmuştu..

    Sonra özlemin vermiş olduğu bir sevişme patladı aramızda ve sonunda sarıldık birbirimize sımsıkı.Ben onun kulağına güzel şeyler fısıldarken beni hiç bırakma deyip daha da sıkı sarıldı.O an duyduğum duyguyu anlatamam size...Sonra gözlerinin içine baktım.Buğulanmaya başlamıştı derken gözlerinden yaş damladı.Benim de gözlerim doldu.Gözlerinden öptüm ve yaşlarını sildim."Ben var olduğum sürece, sana kimse zarar veremez,kılına zarar gelemez.Kimse bu göz yaşlarını akıtamaz" dedim.Kafasını boynuma gömüp daha da sıkı sarılıp çok şanslıyım sana sahip olduğum için dedi...Fakat bilmediği nokta ben en şanslıyım ki onun gibi birine sahibim.

   Bu duygusal anlardan sonra onu güldürmek amaçlı şeyler söyledim ve başarılı oldu :)Neşesi yerine geldi ufaklığımın.Sonra üstümüzü giyip yemek yemeğe çıktık ve ben ordan evin yolunu tuttum.

   Metrobüste kemik çerçeveli bi çocuk tahminen 24 yaşlarında beni kesmeye başladı.Kollarıma, göğüslerime bakıyodu ve bunu fark ettim.Bitaneme mesaj attım, sanırım artık vücudum baya bi dikkat çekiyo diye.Amacım tabi ki onu kıskandırmak.Her ne kadar da o hiç kıskanmasa da beni(!)

   Ben inene kadar inatla çocuk beni kesti.Açıkçası bi zaman sonra rahatsızlık duymaya başladım.Ben de ona bi bakış attım ve sanırım mesajı almış olacak ki beni görmeyen bi yere geçti.Sonra ben inince camdan göz göze geldik kafasını hay aksi der gibi salladı bana doğru.Açıkçası güzel kardeşim, benim ufaklığım varken sana kafa sallamak düşerdi :)

   İşte bu kadar.Günümü özetledim sayılır.Her ne kadar x-coach şimdi dünyanın çevresini 8 kez dolanan yazı uzunluğunda yazmışsın diyecekse de kısaltarak bu kadar yaptım.Hayatım hızlı ben napim ama :)Hepinize iyi geceler diliyorum, tatlı rüyalar..


Edit: Bitanem çok yeteneklidir bulma konusunda demiştim.Sabah bana söylemek istediğin bir şey var mı diye mesaj attı.Artık o da sizden biri fakat söz verdi bakmayacakmış. Yersem...



İyi ki hayatımdasın ve hayatımdaki güzel şeylerin sebebisin...

2 yorum:

çıkar bakalım ağzındaki "şeyi" :