16 Şubat 2013 Cumartesi

Hikayemin En Sonu.

"Sinemaya girmeyelim. Vazgeçtim. Gel oturalım. Bi'şey konuşmak istiyorum seninle."

Yolun sonuna geldiğimi anlamıştım. Zaten daha ne kadar saklayabilirdim ki... Bana kahve aldı kendine de su. Göz ucuyla baktığımda elleri titriyodu. Yukarı çıktık. Tıka basa doluydu her yer. Duvarların arkasında köşede iki sandalye vardı. Bize ayrılmış gibi... Oturduk.

-Bana itiraf etmek istediğin bi'şey var mı?
--Ne gibi?
-Bilmem sakladığın, söylemek istediğin..
--Var.
-Söyle. Seni dinliyorum.

O an gelmişti. Aklıma geldiği anda tüylerimi ürpertip, kalbimi çarptıran an gelmişti. Gelecekti de... Bi'sessizlik oldu. Ağzımı hissedemiyordum. Kelimeleri unutmuştum. Ben... Nasıl desem... Belki 2 dakika geçmişti. Yüzündeki o donuk ve öfkeli ifade hala aynıydı. Her şeyi unutmuştum... Benliğimi de kaybetmiştim. Sanki daha önce kaybetmemiş gibi...

--Hatırlıyor musun, seninle ilk tanıştığımız zamanlarda bana bişey söylemiştin. Rüya görmüştün. Bi'sabah kalkıp bana, eğer bi'gün beni aldatırsan sakın bana söyleme bunu demiştin. İşte yıllardır ben o vicdan azabını çekiyorum.
-Ne zaman yaptın?
--İlk Paris'deyken. Walim'le.
-1'den fazla mı oldu?
--Evet...
.
.
.
.
.
.


Öğrenmiş işte. Son birlikte olduğum karaktersiz basit kişilik onun arkadaşına söylemiş. Arkadaşı da ona. Hiç bi'şey söyleyemedim. Herkesi ve her şeyi biliyodu. Zaten inkar da etmeyecektim. Ağırlığı altında o kadar ezilmiştim ki...

"Garip bir şekilde mutluyum şu an. En azından artık biliyorsun. Vicdan azabıyla yaşamaktan daha az acı çekicem. Bunu biliyorum."


Neler konuştuk halay meyal hatırlıyorum. Yaklaşık bi' 40 dakika kadardı. Üstünü giydi.

-Artık istediğini yapmakta özgürsün. Ben yokum artık.

Arkasını döndü ve gidecekti.

--Gitme. Lütfen bırakma beni.
-Hastasın. Tedavi mi olacaksın ne yapacaksın bilmiyorum ama bu şekilde ben yokum. Eğer bi'gün düzelirsen seni bekliyor olacağım. Ama şu anda şu şekilde değil.

Haklıydı. Belki de hastaydım ben. Seks bağımlısı bi'sapık. Belki de çok küçüktüm. Kendimi keşfettiğim anda ilişkinin içinde olmuştum. Merak etmiştim. Ney olduğunu adlandıramıyorum. Ama ben onu aldatmadım. Ben sadece ona aşıktım. Onu seviyordum. Seviyorum, seveceğim de. Bitti.

--Seni seviyorum ve senden başkasını sevmedim.
-Beni kaç kişiyle aldatmışsın bunu nasıl söyleyebilirsin!? Ağlama sakın. Ağlama!

--Ben.. ben hep acı çektim. Vicdan azabıyla yaşadım. Gözlerimin içine baktığında hep içimde bişey ezildi.

Hıçkırarak ağlamaya başladım. Kendimi kaybetmiştim. Titriyordum. Duramadım da. Ağladım, ağladım...

-Seni çok seviyorum. Hep de seveceğim. Ama bu şekilde değil. Bu sen değilsin. Bu benim tanıdığım değil.
....

Kalktı ve gitti. Sesim çıkmadı. Gitme dedim. Ama ben bile duyamadım. Önüme döndüm. Aldığı su orda duruyordu. Ağlamam kesildi. Sadece suya bakıyodum. Gitme. Lütfen gitme. Bırakma gitme. Lütfen gitme. Rüya bitti mi? Bitemez ki. Bu bizim rüyamız. Bitmemeli... Sağ omuzuma dokunan bi'elle irkildim, geri geldi sandım.
*Beyefendi iyi misiniz?

Başımı salladım.

Kafamı kaldırdığımda garson masayı toplamak için gelmişti. Kahveleri aldı. Su kalsın dedim boğuk bir sesle. Gitti. Ardından ben de kalktım. Yıkılmak kelimesini anlamıştım. O an ruhum da gitmişti. O yoksa ben de yoktum. Sokağa çıktım. İstiklal'in gürültüsü ve soğuğu yüzüme çarptı. Üşüdüm. Sağa baktım. Sola baktım.... Nereye gidecektim? Yoktu artık. Yoktu. Otobüslere doğru yürüdüm. soğukta titreyerek boş boş yürüdüm. Manevi ablamı aradım. Açmadı. Minyon aradı. Açamadım. Ne diyecektim? Ağlamadan sızlanmadan yürüdüm. Ağlayamıyordum. Sanki eve dönüyordum normal bir günde. Bütün hislerimi yitirmiştim. Sadece titriyordum.

Otobüse geldiğimde yerinin değiştiğini öğrendim. Tarlabaşı'na kadar yürüyecektim.

Oraya doğru giderken dünyanın en tatlı kızı aradı. Arkandayız geliyoruz dedi. Kalabalığa bakarken bi'anda yanımda belirdi. Sarıldım. Ağladım. Titreyerek zırladım. İyi değilsin eve git. Titriyorsun dedi. Kafamı kaldırdığımda onu gördüm. O da gelmişti. Aynı donuk bakışı vardı. Ağlamamıştı. O kadar kızgın ve öfkeliydi bana. Seviyordu çünkü. Hem de çok. Benden çok beni düşünecek kadar çok. Sonsuz iyilikler yapacak kadar çok. Ben neden sevilirdim ki?

Otobüse kadar yürütmek istediler. Biraz yürüdük daha aşağıdaydı otobüs.

--Siz gelmeyin. Ben giderim burdan. Hoşçakalın.

Arkamı dönerken gözünde bir yaş parladı. Kirpiğinin ucundaydı. Arkamı döndüm ve ağlayarak otobüse yürüdüm. Otobüse geldiğimde hareket eti ve gitti. Yetişememiştim. Diğer otobüsü bekledim. Ablama gidecektim. Zaman ve yol nasıl geçti bilmiyorum.

Otobüsten indim ve ablam aldı beni. O'nunla konuşmuş yoldayken. İyi bak ona demiş. Sana emanet artık o. demiş. Eve gittik. Yiyecek bişeyler hazırladı. Yedim. Hiç bir his yoktu içimde. Ağlama, üzüntü. Mutlu bile gözüküyor olabilirdim. Neden öyle olduğumu bilmiyorum. Ama sanırım şoktaydım. İlk çıktığım an da bileğimdeki bana aldığı bilekliğe "bunu o almıştı." derkenki andı... 4'e kadar oturduk. Beni güldürmeye çalıştılar. Dertleştik. Nedenleri düşündük.

Yatağa yattım. Tüm fotoğraflarına baktım. Öptüm... Okşadım... Uyumak üzereyken çekilmiş bi'fotoğrafı vardı. onu açtım. Telefon tüm gece açıktı. Uyanıp ona baktım. Yastığa sarıldım. Ağladım sabaha kadar.

Sabah uyandığımda kalbim çarpıyordu. Sanki mesaj atacaktı. Günaydın ufaklığım yazacaktı. Olmadı... Bir tek mesaj bile gelmedi... Neden gelecekti ki? Hak etmiş miydim?

Kahvaltı yaptık. Kahve içtim. Hala ölü gibi hissediyordum. Dersimi erteledim. Ablam bırakacaktı. Mutfakta ablamla ikimiz kaldık. Kardeşi ve eşi beni güldürmeye çalışmıştı yeterince.

-Ben napıcam abla? Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. Sanrım psikolog araştırıcam. Bana yardımcı ol.
--Bitanem, üstesinden geleceksinizdir. Ama belki de tamamen kaybettin. Çok kötüydü çünkü dün telefonda.

Daldım gittim... Gözlerim doldu. Gene ağlama nöbeti gelmişti. Ablam sarıldı. O sarıldıkça daha çok ağladım. İstersen ben bugün konuşurum dedi. Ama sana söylememi istemezse söyleyemem bana dediklerini dedi.

Derse bıraktı. Öğrencimle bitmek bilmeyen bir ders yaptık. Aklım ondaydı. Neler konuşuyolardı acaba. ! saatten fazla konuştular. Sonunda ablam yazdı. Şimdi bitti konuşmamız. Sana konuştuklarımızı söylememi istedi. Kusura bakma dedi.

Gözlerim doldu. Tuttum kendimi öğrencimin yanında ağlayamazdım. Ama anlamıştım. Artık yoktu. Kaybetmiştim. Gözüm karardı. elimdekiler düştü.

-İyi misin abi? Bişey mi oldu?
--İyiyim. Tansiyonum düştü galiba.
-Ara verelim mi?
--Çok iyi olur. Ben bi kendime geleyim.

Ara verdik. Gene o hissizlik bastı beni. Duygusuzca bakakaldım. Ders bitti eve geldim. Eve geldiğimden beri odadayım. Arada çıkıp annemlere mutlu taklidi yapıyorum. Az önce dayanamadım ve mesaj attım. Cevap atmadı. Ona söylemek istediklerim vardı. Söyledim.










Belki bir çok etmen vardı. Belki biz gerçekten de dışarıdan gözüktüğü kadar uymuyorduk. Size yazmadığım dönemlerde olan şeyler de olabilir. Size hiç anlatmadıklarım da. Şu an bilmiyorum. Hiç bir şeyi. Ben sevgili istemiyorum ondan başka. Yapamam da.

Sizden de tek ricam var. Tüm her şeyi bilmiyorken gaddarca yorum yapmamanız. Gerçekten bunu kaldırabilecek yüreğim kalmadı.


15 yorum:

  1. Kendimi tutamayip ağladim çünkü siz benim favori çiftimdiniz. Yazdiğin her yaziyi okuyarak kendi kaybettiğm aşkimi animsayip, diğer bi mutlu aninizi bekleyen biriydim. O mektup hala aklimda. Bu kadar büyük sevgiler nasil bitebilir, nereye gömulebilir ki? Hangi mezar alir bizi? Bunun sonunun da böyle bitmesi hiç adil değil. Böyle olmamali. Umarim duzelirsiniz belki artik çok geç olmadan. Çunku seni ne kadar iyi anladiğimi tahmin edemessin, kimse onun gibi olamayacak. Bunu şimdiden kabullen ve mutsuz sona da hazirlikli ol. Ama dediğim gibi umarim her şey duzelir. Bunu ne kadar istediğimi tahmin bile edemessin.

    YanıtlaSil
  2. Neyiniz eksikti? onda olmayıp diğerlerinde olan neydi?

    bir şeyiniz eksik değildi, aklım almıyor!

    -Eren

    YanıtlaSil
  3. ah benim biricik kuzum..
    ağlattın ama..
    ne yazacağımı bulamadım.. 100 cümle yazdım sildim..
    olmadı yazamıyorum :/

    YanıtlaSil
  4. Bu blogu en çok okuyan bendmi, valla bendim hem de. Söyler misin bana niye gaddarca yorum yapıyim, seni anlamaya çalışıyım? Bunun açıklaması yok, olamazki!!!. Bu anı beklemişsin bi adam, istemişsin! Şimdi tadını çıkart, yalnız yaşa kimse onun gibi olmayacak çünkü. Ya da kendine gel, senin gibi adamların değişebileceğine, tekrar güven uyandıracağına inanıyim.
    Uzun süredir okuyordum yazılarını. Aşka dair inancım bitti. Benim için bi adamın ve sevgilisinin gibi bir aşk vardı. Modelde, filmde, kitapde, başyapıt de ama gerçekti. İlişkilerimde durduğum zaman tereddüt ettiğimde sizi okudum. Aşkını senin ki gibi yaşamak isteyen biriydim artık bunun bir kurgu olduğunu biliyorum malesef. Başkalarıyla birlikte olmayı bize anlatma, ucuzlaşma. Sebebin ne olabilir ki? defalarca kez seks maceralarınız okuduk. Doğru onlarda kurguydu... Eğer onu sevdiysen bundan sonra senin toparlanmanı ve onu geri kazanma çabalarını görelim, sürün.

    YanıtlaSil
  5. dün gece okuduğumdan uyumadan bir güzel ağlattın beni.. elim gitmedi yazmaya bir türlü ama.. sevgili biadamcığım nasıl bu yazıyı okumayı beklemiyorduysam hiçbir zaman, bundan sonra şöyle olur böyle olur da diyemiyorum.. ama inan ki yargılamıyorum seni, neden yargılayayım, tüm hikayeni de bilmiyorum sonuçta..

    yeterince üzülüyorsundur şu anda. umarım ki hatalarını düzeltir, yaptıklarını adam akıllı düşünür..belki biraz yardım alır, belki bir gün de sevdiğin adamı geri kazanabilirsin. bunu dilerim..

    YanıtlaSil
  6. En bastan beri yazilarini takip eden biri olarak ne yalan soyleyeyim bu yazin en az etkileyendi beni cunku sen hazirladin bu sonu yaptiklarinla, ilk bu askin masumiyetini ve safligini bozdugunda zaten sen bu sonu haketmistin. Ama ilk kez sen yasamiyosun, acini anliyorum ama gececek ikinizde birbiriniz icin guzel birer anidan ibaret olacaksiniz. Ha en onemlisi sen belki bi suru sey ogrenmis olacaksin yaptiklarindan. Eminim ki buraya yazdiklarindan bizlerle paylastiklarindan cok daha fazlasi vardir yasadigin. Biraz doyumu, biraz huzuru biraz da az heyecani yasayabilmeyi ogrendiginde mutlu olacaksin. Benim gozumde ideal cifttiniz ama sen iliski insani hic olmadin ve bu son iyi ki geldi, sevdiginin cani daha cok yanmasin birak ogrenilenler yaniniza kar kalsin. Goreceksin cok yakinda yine heyecan dolu hikayelerini bu kez tek tabanca olarak anlatmaya baslayacaksin burdan bizlerle...

    YanıtlaSil
  7. tek kelimeyle "üzüldüm"... buradan yaşadıklarınıza gıpta ile bakıyordum açıkçası, aynı karşılıklı sevgiyi bi başkasında bulma umuduyla.

    bir değil iki değil!!! ilk seferinde kendini sorgulaman gerekirdi bence... hem sevgilin sana bi açık kapı bırakmış gibide geldi bana; bir "tedaviyi" önerdiğine göre? belki de tedavilik birşeyde yok ortada bilemiyorum... umarım kendini bir an önce toparlarsın, gerekirse hayatında radikal değişiklikler yap; kendini nerede görmek istiyorsan ona uygun bi hayat çizgisi belirle ve uygula... şu anki gençliğin güzelliğin geçici, etrafın cezbedici laflarına aldanma; umarım bu durum ilişkiniz için geçmişte aştığınız engel olarak kalır... ikiniz içinde en iyisi ne ise o olsun umarım.

    YanıtlaSil
  8. oooff off! sadece bunu yazabilirim:(

    YanıtlaSil
  9. doyumsuzluğun uçurumu çok gaddar ne yazıkki... girdap gibi. ten ve tinin zor savaşını libidonun geçici zaferleriyle taçlandırmak beni hep başka bir boşluğumu yamamaya yaradığını bilirim. ama aynı zamanda bilirim ki pişmanlığın pençesi hep göğsümdedir. adrenalin bağımlılığı belki de benimkisi. bu ironik ikilemi çözemeyi bilmek başka uygulamak başka. gördüğün gibi ilk taşı atacak kadar masum değiliz hiçbirimiz. olmamalı ama oluyor. insan, insandır diyor shekaspeare. insanız ve sınanıyoruz zayıflıklarımızla. neyse ki şu var: beni öldürmeyen şey, güçlendirir! aşacaksınız umarım. ve aşacağım umarım.

    YanıtlaSil
  10. böyle olmamalı idi, böyle bitmemeli idi, olmamalı idi olmamalı :///

    YanıtlaSil
  11. Ne tuhaf.. Farklı yerlerde, farklı zamanlarda, farklı insanlar, aynı olayları yaşayıp, aynı yanlışları yapıp, aynı acıları çekiyorlar..

    Sen ne yaptın böyle? diye kızıp, seni yargılamayı düşünmüyorum..
    Keşke şöyle yapsaydın, böyle yapmasaydın diye artık hiç bir anlam ifade etmeyecek cümleler de sarfetmek istemiyorum..
    İnsanoğlu hiçbir zaman sahip olduğu değerler elindeyken kıymetini bilmeyecek..
    Hep kaybettikten sonra, artık elimizin altında olmadığını farkettiğimiz anda değerini anlıyoruz her şeyin.. Yaşadığınız durum da bundan başka bir şey değil..

    Sizin yaşadıklarınızın benzerini yaşadık biz de..
    Senin hissettiklerini tam olarak bilmem mümkün değil, ama O'nun neler hissettiğini çok iyi biliyorum..
    Bu yüzden beni dinlersen bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum..

    En az bir hafta - on gün boyunca hiç bir şekilde karşısına çıkma, arama, sorma, mesaj atma, ortak dostlarınızla mesajlar iletmeye çalışma..
    Bırak kendini dinlesin. Bu arada sen de kendini dinle.. O'ndan öncesini, O'nunla birlikte geçirdiğiniz süreci, ve O'nsuz geçecek muhtemel yılları..
    Bu arada kendine "ben ne yapmak istiyorum?" sorusunu sor.
    Amacın bundan sonra her karşına çıkanla birlikte olabileceğin, kimseye hesap vermek zorunda olmadığın bir hayatı yaşamak mı?
    Yoksa O'ndan başka kimseye bakmadan yaşayacağın sadık ve huzurlu bir hayat mı?
    Kendini yeterince dinlersen doğru yanıtı bulabilirsin..
    Eğer birinci seçeneğe karar verirsen, mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde O'nun hayatından çıkmaya çalış, ikiniz için de hiç bir şeyi daha fazla zorlaştırma..

    Ama ikinci seçeneğe karar verirsen, Yani O'nsuz bir hayata katlanamayacağını düşünüyorsan, O yanında olduğu sürece hayatttaki diğer her şeyin ikinci planda kalacağına inanıyorsan, buna bir şekilde O'nu da ikna etmek zorundasın..
    İşte burada işin çok zor, ama asla pes etmemelisin..
    Yapabileceğin her şeyi yap, git kapısında ağla, yalvar, yakar, dizlerine kapan, değiştiğini anlat, değişmeye çalıştığını anlat, yardıma ihtiyacın olduğunu söyle, O'nun yardımı olmadan bir şey yapamayacağını, düzelemeyeceğini söyle, seni istemese de en azından yardım etmesini dile..

    Vereceği hiç bir cevap seni yıldırmasın, vazgeçirmesin, ısrarla mücadele et..
    Çünkü blogunun ilk günlerinden beri anlattıklarına bakarak biliyorum ki seni seviyor, belki sen olmasan hiç kimseyle yaşamayacağı şeyleri yaşamış seninle.. Son gün bile arkandan dönüp gelmesi, sana yakın insanlara söyledikleri, içinde bulunduğu o ruh haline rağmen kendinden çok seni düşünmesi, seni ne kadar çok sevdiğini gösteriyor..

    Biliyorum, sonunda sevgi ağır basıyor..
    Ne yaşamış olursa olsun, insan her şeyi bütün acılarıyla geçmişe gömüp bir şans daha verebiliyor..
    Çünkü O da biliyor ki, bir daha hiç kimseyi böyle sevemeyecek..
    Çünkü O da biliyor ki, Bir daha hiç kimse onu böyle sevemeyecek..
    Çünkü O da biliyor ki, önünde onu bekleyen hayat ardında bıraktığından daha iyi olmayacak!

    Ama sen de bil ki, eğer dönerse bundan başka bir şansın daha olmayacak!

    YanıtlaSil
  12. Yazıklar olsun. Seviyorum, aşığım, ölüyorum, bitiyorum, elde edene kadar neler çektim, şöyle böyle diye atıp tutan kişi ve dizi dizi aldatan kişi aynı. Bir kere olsa hata ya da zaaf dersin ama bu ne arkadaş böyle? O kadar mı açtın da yemelere doyamadın? İnsanın içinde o...luk varsa gerisi palavra arkadaş. Açık ve net yani. Özellikle 'son birlikte olduğum kişi' diye sıraya koyabilen birinin, o kişiyi bunu dile getirdiği için aşağılık ve basit olarak nitelendirebilmesi de büyük yüzsüzlük ister. Buna rağmen aldatmak, çocukluk saflık falan aman ne cici öyle mi? Eski sevgilin senin yüzüne ikinci kez bakarak bile fazla fazla lütfetmiş bana kalırsa. Aşka diyecek sözüm yok ama biz örnek çiftiz, mükemmel ilişkimiz var, kaslarımız şöyle, aletimiz böyle, otelde arabada asansörde her yerde yalaşıyoruz falan demekle olmuyor demek ki. Örnek haliniz buysa acırım ben size. 'Adam' demek saçma gelse de özellikle de senin haline pek sevimli bi'adam!!!

    Bu blogu açıldığından beri okuyan ve okurken aradaki her pürüzde içten içe blog yazarı için üzülen ve onun tarafını tutan birisi olarak şu an tek üzüntüm aldatılan kişinin üzüntüsü. Tek umudum ise aldatan da bu zamanın keyfini aynı şekilde çıkarmış olsun ki en azından tencere kapak birbirini buldu diyelim. Tek suçu seks düşkünü olmak olan yavrucak meğer bunu çoktan hak etmiş zira!

    Bundan sonra yapış yapış çılgın sikiş hikayelerini okuruz artık doyumsuz homo'adamcığım...

    YanıtlaSil
  13. acımasız yorumları kendinize saklayın demişsin hayatımı henz bilmiyorsunuz tamamını demişsin ama bu konuda aynı şekilde aldatılan biri olarak diyebilirim ki karşı tarafın yerine koy kendini sen nasıl hissederdin anlamaya çalış madem o kadar çok seviyordun neden bi sürü başka kişiyle olma durumu ortaya çıktı? gerçekten seven bi insanın başkasında gözü olmaz oluyorsa da gerçekten sevdiğinden dem vurmasın. ayrıca da gözü çıksın!

    ne acıdır aldatılmak. sen seversin güvenirsin mutlu hissedersin onlayken bi bakarsın ki o daha mutluymuş bi başkasıyla. sana söyledikleri yalanmış. insana en çok da dokunan bu kullanılmışlık hissidir. Üzgünüm ama insan yaptıklarının cezasını çeker ve bu konuda çok tarafsız olamayacağım. seni ve diğer her aldatan insanları olduğu gibi anlamayacağım anlamamakta da ısrar ediyorum. Şimdi otur acınla ve gönlünü kazanabiliyorsan tekrar kazan. dahası yok...

    YanıtlaSil
  14. keşke böyle olmasaydı demek artık anlamsız ...

    bir ay aradan sonra tekrar blog'unda yeni yazılar gördüğümde çok sevinmiştim ne güzel bir sürü hikayesi vardır şimdi diye. ama bu yazının ilk satırını okuduğumda kötü bir şey olduğunu anladım ve ızdırapla devam ettim. sonuna kadar okuyamayacağımı göz yaşlarımı tutamayacağımı sandım ama yanılmışım.

    bi'adamcım kusura bakma sen hak ettin bunu. neler yaşadığın umurumda değil. sadece blogunda yazdıkların bile bu ilişkinin ne kadar değerli olduğunu gösteriyordu. o adama ihanet etmek (hem de defalarca) yapabileceğin en bayağı şeydi ve sende bunu yaptın.

    şimdi ONS ilişkilerle mutlu bir yaşam dilerim sana. keyfini çıkar ...

    -serkan

    YanıtlaSil

çıkar bakalım ağzındaki "şeyi" :