UYARI: Bu alanda paylaşılan tüm paylaşımlar yaşamıma aittir ve yaşamımın tüm hakları bende saklıdır.
Hakkımda
29 Ocak 2012 Pazar
Haftanın Özeti ( Arabada boşalma sahnesi var :p)
Merhaba blog :)
Bu aralar alkol kadar uçuculuğa sahip beynim olayları çok tutamıyor. Ondan uçmadan anlatim :)
Bu hafta pazartesi, salı, perşembe bitanemle buluştuk.. Hepsinde de alışveriş vardı bu buluşmaların. Salı günü içime çok sinmemişti. İstinyePark'ı talan etmiş indirimciler. Ondan çarşamba günü bizim burada İstinyePark'taki mağazaları barındıran daha sakin bi'alışveriş merkezine gittim ve bi'dünya şey aldım :) Çarşamba günüm böyle geçti.
Perşembe günü bitanemle buluşmak için Nişantaşı'na gittim.Ama önce Profilo'da bi'işim vardı.İlk defa gittim o ne biçim yer lan!? Kadıköy pasajları gibi :) Zamanında çok hoştu tamam ama yani yenilenmek lazım :) Değiştirme işlemini yapacakken mağaza müdürü yedi beni :) Hah hah, xxx Hanımın da ne kadar tatlı kuzeni varmış hoho ve benzeri şeklinde kaslarıma ve genel olarak iltifat aldım :p (ne kadar ukelayım yahu.)
Ordan çıkıp bitanemle buluştum.Onu beklerken City's de yemek zıkkımlandım.Tam anlamıyla zıkkımlandım çünkü 8 dakika da yedim.Sonra çıktım bitanemle buluştum.TOPMAN'de sonunda istediğim postalı aldım! O alt katta çalışan çocuk da gay.Artık bizim sevgili olduğumuzu da biliyodur sanırım :) Soyunma odasının perdesini aralayıp içerdeki erkeğe şaplak atıp pipisini tutan, dudaklarını yiyen birisi akrabası olamaz heralde :p
Sonra yola çıktık bizim buradaki alışveriş merkezine gelmek için.Yolda trafik vardı.El ele tutuşmuş gidiyoduk yavaş yavaş..Sonra pipimi açmak istedi.Açtım, dokundu sevdi, sıktı, gene koparmak istedi :( Sonra ben kapattım ondan açmasını istedim. Açtı..Aman tanrım...Bi'insan pipiye bu kadar mı aç olur.OOUUUF ya diyerek oynamaya başladım.Sulandı..Parmağımla alıp tadına baktım..Mmmmmm...leziz...Araba durkalk'ın dur kısmında iken kemerimi çözdüm ve kucağına eğilip o suyu aldım..Sonra düzeldim, biraz ilerledik.Durunca kalan suyu da aldım..Yol açılmaya başladı ama ben de açılmıştım..TEM'de sağ şeritte yol gene yoğun olduğu için 30-40 la gidiyoduk.Havalandırmayı içeriye vererek çalıştım ki camlar buğu olsun ve içerisi gözükmesin.. Sol elimle vites değiştirip sağ elimle onun aletini tutuyodum.Dayanamadım ve tamamını aç dedim.Açtı, elime tükürdüm ve asılmaya başladım.Daha başlar başlamaz çok hoşuna gitti.Beni daha da teşvik edici sesler çıkardı.Daha fazla sık dedi.Aletinin kafasını büyük ellerimle daha da sıkarak asıldım.Taş gibi sert aletinden akan su ve tükürüğüm kayganlaştırmıştı ve kayganlaştırıcıya gerek bile yoktu.DAha da sık ve hızlan dedi.Yaklaşık 5 dakika asıldım.Sonunda boşaltacak mısın beni sen dedi? Evet dedim net bir ses tonuyla.Nereye boşaltacaksın dedi.Ağzıma isterdim ama hareket ediyoruz dedim.Yerde duran eczaneden aldığımız ilaç poşetini aldı içindeki ilaçları attı ve buldum dedi.Asıldım, camlar buğulanmıştı ve içeride sadece asılmanın verdiği ses ve onun çıkardığı inleme vardı...Kolum çok yorulmuştu..Üzerindeki damarlar daha da belli oldu. Ama ben de öyle bir zevk alıyodum ki, yorulsam da umursamadım.Sonunda cam açık olsa yanda giden arabadakilerin duyacağı bi'seste inlerken" aaaaauuhhh aaah ah ah.. ge.. gee. geeliyo....aauuhhhh aahahhaha ahaha aaaah ooff ... dedi ve geldi..Hayatında ilk defa bu kadar attırdı sanırım.Tüm elim parmaklarımdan başlayıp bileğime kadar kayganlaştı.Elimi boşaldıktan sonra aletinden çektim.Işığı açıp baktım.Tahminen, bir tekila shot bardağının yarısı kadar attırmıştı. Gülmeye başladı ve sen delisin dedi.
Bu arada ben arabayı sürüp havalandırmayı kontrol edip yola bakıp araba sürüyodum.İşte! manuel vites erkeği ve otomatik vites erkeği arasındaki fark burdadır.Manuel vites erkeği adamı tek elle boşaltıp araba sürerken, otomatik vites erkeği sadece elini tutabilir :) Sonra elimi temizledik direksiyonu tuttu ben camı açıp suyla elimi yıkadım falan. Arkadaki araba şöförün iki elininde dışarda olduğunu görünce bayaa şaşırmıştır :)
Cam buğularını çözdük eski halimize geldik.Sonra ben açtım aletimi ve o oynamaya başladı."Bişey dicem: Kusursuz şekilli ve kocaman bi'pipiye sahipsin." dedi. Eeeeh utandım :) Bu sabah da "Türkiye ortalamasının çok üstündesin hatta türk pipilerine bakılırsa best model of pipisin" dedi. Daha başka şeyler söyledi de onları söylersem teşhirci diye kızar bana.(Sanki ben kendimi teşhir etmedim hııh :p) Neyse, arabadaydık en son.Megolamanlığım tuttu.Oyna ama boşaltma sadece tut dedim. Sadece tuttu ve öyle yola devam ettik.Sonra yol açıldı da hızlanınca toparlandık :)
Düşünün nası bi'trafik vardı temiz olsak daha neler olurdu o arabada :p
Sonunda geldik alışveriş merkezine.O sakin alışveriş merkezine. Bitanem gene modunda değildi.Sadece o alışveriş yapacaktı.Ama çok içine sinmedi.Baktı denedi, bende denedim, gene aldım :) Sonra alışveriş merkezini kapattık ve çıktık.Çıktığımızda dışarıda kar yağıyodu ve çöp kutuları uçmuş tabelalar devrilmişti.
Korktu ben eve gidemicem kesin diye ve suratı düştü.O kadar tatlı oldu ki...O kadar şirin oldu ki...Ooooff :)
Bu aralar birbirimizi çok özlüyoruz.Hafta sonunu iple çekiyoruz. Söylemiş miydim hatırlamıyorum; Bu hafta sonu Taksim'de bi'residance da oda tuttuk.Daire gibi, fakat otel.Mutfağı falan da var ama sanırım tezgah üstünde sevişmekten başka kullanmayız kıhkıhkıh :) Havuzu jakuzisi de varmış.Bize baya bi'iş çıktı :) Benim yazın staj yaptığım holdingin bünyesinde bi'residance. Umarım üstlerimden birine yakalanmam :p
Dünde bişey yapmadım.Misafir vardı.Bi ara bahçeye çıkıp kar topu oynadık. Kar yağdığı sürece sadece dışarı baktıım için karlar hiç bozulmamıştı. Çıkıp bozdum hepsini :p Sonra da yarım şişeden fazla şarap içince gene bi'hoş oldum..
İşte böyle blog efendi... Bunun dışında bişi yok. Evde pineklemece spora gitmece. Şimdi aşağıdan kapı sesi annemle babam Leman Sam konserine gitmişlerdi aşk tazelemeye. Onlar çağırıyo.Ben gideyim :)
Gülü gülü :)
28 Ocak 2012 Cumartesi
Ama gay seyrediyor bunları da dimi!?
26 Ocak 2012 Perşembe
!f İstanbul :)
Bugün yapıcak çok işim olduğu için erkenden kalktım.Baktım bitanem mailler atmış.!f İstanbul'un filmleri belli olmuş.İçlerinden gay temalı olanları göndermiş.Hepsi birbirinden güzele benziyor. İşte linkleri :)
Filmin adı: Weekend (Hafta sonu)
Diğerlerinin yotube'da olup olmadığını bakmadım.Aşağıdaki linklerle !f İstanbul'un sitesinden direkt olarak bakabilirsiniz :)
Filmin adı: The Pink Report (Çürük)
Filmin adı: Keep The Lights On (Işık Açık Kalsın)
Bilmiyorum ama sizce her sene biraz daha iyiye gitmiyo muyuz? Ya da bana mı öyle geliyo? Ne bilim, 4 sene önce askerlerin pembe tezkeresine laf edilemezdi.Edilirdi ama TV programlarında, televizyonlarda falan eleştirilemezdi.Hatta Barbaros Şansal'ın (bildiğimiz halde) canlı yayında "Evet, ben eşcinselim.Bilmeyen var mı?" demesi bile güzel bi'adım. (buyrun videosu burada) O programa ve sonrakilere gelenleri de açıkça söylemeseler de biliyoruz :) Okan Bayülgen'in Muhabbet Kralı, geceleri çok güzel konulara parmak basıyo.Sanırım ilerde gaylerin borazanı olucak :)
Sinemada da öyle.Eşcinsel filmler oynatılmazdı falan? Oynatılsa da gidilmezdi utançtan.Ama şimdi yan yana duran iki erkek sinema gişesinde sesli bi'şekilde filmin adı söylenip filme gidiyo.(Hatta bizim gibi loveseat alanlar da oluyodur :p).Ufak adımlar da olsalar, sevindirici şeyler.Bitanemle de konuşuyoduk da ben: "Sence yeni anayasada homofobi suç sayılır mı?" dedim. O da "Türkiye'de kimse eşcinsel evliliği falan beklemiyo; sadece homofobi nefret suçuna girsin o da yeterlidir." dedi. İlk bakışta doğru.Yavaş yavaş gerisi de gelir o zaman :)
Neyse böyle işte; haber vereyim dedim :) Yapacak çoook işim var bugün, hadi görüşürüz ufaklıklar :)
25 Ocak 2012 Çarşamba
It is a salak :)
Bugün 2 buçukta kalktım, kahvaltı falan yaptım bıdı bıdı.O kadar bezginim ki hiç halim yok. Dünkü alışveriş de tatmin etmedi.Ne ayakkabı bulduysam ayağıma göre numarası ya yok ya kalmış..Ne pantolon bulduysam belime göre yok kalmamış..Ne t-shirt aradıysam toptan kalmamış.Sinirim bozuldu bi'kaç parça bişiler aldım o kadar.Bitanem de tatmin olmadı hiç :/
Bugün aslında gidip başka yerlerdekine bakayım diyorum.Belki oralarda vardır, İstinyePark'tan umudumu kestim :/
Spora da gitmem lazım bu ara canım gitmek istemiyo soğudum gibi :/
İşte öyle asalak gibiyim.Ne yapacağımı da bilemedim. Bütün gün troll face'e bakıp gülüyorum :/
Sizce napim? (Asılmak dışında en iyi aktivitem o bu aralar :p )
24 Ocak 2012 Salı
Sürpriiiiiiz :)
Bugün bi'taneme sürpriz yaptım ben :)
O benim arkadaşımla buluşacağımı sanıyodu, oysa ben onu kandırdım. Hazırlandım, duşumu aldım, metroibişseküel bakımlarımı yaptım, parfümü sıktım, siyah gömleğimi ve onun sevdiği dar bej canvas patolonumu giydim, saat 4 buçuk gibi evden çıktım.
Sürprizim şöyleydi:
İş yerinin önüne gelince onu aradım.
-Aloooooğğ
--Naber ufak?
-İyiiiiğ senden naaağbeeer?
--İyi çalışıyorum.Sen napıosun?
-Ben de xxxx'i bekliyorum gelemedi geç kaldı.Sizin caddede hayvan hakları gösterisi varmış.(Güyya Nişantaşı'nda buluşcaktık.)Trafiğe kapalı mıymış neymiş cadde ondan gelemiyo, geç kalacakmış.(Amaç onu meraklandırıp iş yerinin camına çıkarmak sonra aşağıda dörtlülerini yakmış arabanın içindeki sevgilisini görcekti :) E çık cama demek klasik sürpriz olurdu bana yakışmaz :p)
--Aaaa doğrudur, dur bakayım hatta dışarı.Aaa ama bakamam o odada toplantı var. (Burda hayaller suya düştü :/ Oysa o bakınca bak arabanın içinden biri seni kesiyo vay terbiyesiz vaaay dicektim :(
-Tüüh.Neyse artık ben de xxxx apartmanı önündeyim.
--Ne işin var burda?
-Burda buluşmak istedi canım.
--E xxxx?
-Seni kandırdım akıllım.Yok buluşma falan.Seni görmeye geldim.
Çok şaşırdı kekeledi falan.Sonra sen çıkana kadar ben arabayı Cevahir'e parkediim, metroyla Nişantaşı'na gelirim senle orda buluşuruz dedim.Cevahir'e gittim.Giderken deli saçması trafikten ara sokaklara dalınca yazın staj yaptığım holdingin tarihi köşküne çıktım.Önündeyken çalışma arkadaşımı aradım, cama çıktı bu sayede görmüş oldum onu da.Haftaya bi'ziyaretlerine gitcem.Neyse, Cevahir'e gittim arabayı yıkamaya da verdim.Metroya bindim geldim bitanemin yanına.
Kırıntı'ya gittik.Çok açtık.Bi taraftan tatlı tatlı konuştuk, yemek yedik.Çok şirinlikler yaptı, daha ona dokunmadan sertleştim ben de :/ Sonra kalkıp Café Nero'ya gittik.Sipariş verirken çevremizdeki gayler tarafından göz hapsine alındık ve 2 saniyede kuyrukta arkamızda belirdiler akbaba gibi.Eeeeh bulmuşlar bizi bırakırlar mı :p (Yazar burda egosunu tatmin etmekte)
Kahveleri aldık, masaya oturduk.Bitanem grindr açtı.man tanrım gay kaynıyo.Hem de mesafeler 2 metre, 3 metre, 4 metre.Yüz fotoğrafları da var.Bazılarıyla kesiştik de. Baya güldük eğlendik. Blogger'dan konu açıldı.Bloggerların kulağını çınlattık.Anlatsam bi'bok olmaz'ın buluşmadaki şirinliğinden konuştuk.Geçen gün bizim sitenin marketindeki çırakla yüz yüze geldim.Aynı sen Anlatsam bi'bok olmaz.Ben öle gözlerimi açıp bakınca bişey mi oldu abi dedi.Yok yok dedim.Haplo'yu andık, operadakikazuleti, pistisi, patrick'i andık :)
Sonra arabayı almak için Cevahir'e gittik.Gıcır gıcır olmuş araba :) Sonra bitanemi Taksime bıraktım.Eve geldim duş aldım falan.Bitanemle mesajlaştık.Sadece filmlerde olabilecek rüya gibi bi aşkı yaşadığımızın farkında olduğunu söyledik birbirimize.Eksik bi'yanımız yok karakterlerden.Çoğunun benim sayemde olduğunu söyleyip beni onore etti ufak şey.Ben de "Sen olmasan olmazdı, seni sevdim sadece ben.Gerisi geldi." dedim..Bu aralar o kadar güzel muhabbet ediyoruz ki...Sanırım "hayat arkadaşı" demek bu olsa gerek.Dertleşmek, danışmak...
Şimdi aradı.Uyuyakalmış, su içmek için uyanmış uykusu kaçmış."Postu yazarken farkettim, sanırım ben hayat arkadaşımı da bulmuşum..." dedim.Burun çekme sesi geldi.Sesi titredi.
-Ağlıo musun sen?
--Evet. (Benim de gözlerim doldu.)
-Lütfen, o gözlerde yaş olmasına dayanamam ben, seni mutlu etmek için her şeyi yaparım ama mutluluktan da olsa ağlama sen.
--Çok tatlısın sen.Sana sahip olduğum için çok şanslıyım.
Biraz duygulandık işte.Şimdi onu yatırdım; ben de yatıcam.Yarın sabahtan diğer arabayı servisten alıp öğrencime derse gidicem.Sonra da ver elini İstinyePark! Alışverişin dibine vurmak istiyoruz bitanemle.Giycek bi'çöpüm kalmamış..O da alışveriş yapıcak ben de... O Gay; Ben de :p kıhkıhkıh
Öyle işte tatlı blog...Bunları paylaşim dedim senle :) Şimdi yatabilirim artık :)
İyi geceleeey :)
23 Ocak 2012 Pazartesi
Hikayemin En Başı 12
O gece nasıl yattık biliyo musunuz? İlk kez spoon olup bu kadar uzun süre durduk.Arkamdan sarılmıştı.Hayal meyal hatırlıyorum uyurken kulağıma bişeyler fısıldamıştı."Biliyorum çok istiyosun tutmamı.Şimdi tutuyorum işte." diye.Elimi tuttu uykumda.Uyanmadım ama ona daha da sokulup uyumuşum.O gece sevgili gibi yattık.Ne mesajlar vardı.Ne incinmeler.Yolcu ettim onu.Çok mutlu olmuştum.Sanırım artık benim istediğim ilişki olmaya başlayacaktı.
Zaman hızla geçiyodu.Artık nisan ayına gelmiştik.Hani sevgililerin el ele tutuşup, yeni açan çiçeklerin arasında dolaşırken birbirlerini sevdiklerini itiraf ettikleri ay...Benim daha çok yolum vardı o sevgililer gibi olmaya..Tabi olabilirsem..Çünkü artık, az uz bi'zaman olmamıştı.Hayatımın odağı haline gelmişti uzun süreden beri.
Bu süre içinde size anlattığım gibiydi her şey.Buluşuyoduk, beni annesi yokken eve atıyodu, kalbimi kırıyodu, incitiyodu, sonra tekrar eve atıyodu, küçük bi'jest yapıyodu, kalbimi kırıyodu, ağlatıyodu, buluşuyoduk, tekrar eve atıyodu... Bu şekilde giderken sanırım ben de artık sıkılmaya başlamıştım.Tamam, onu elde edememiştim; ama bu içinde bulunduğum durum benim ona karşı hislerime zarar vermeye başlıyodu.Artık o kadar mutlu olamıyodum onunlayken.Nası bi'histi biliyo musunuz? Hani küçük bi'çocuğa o bişey isteyince bağırısınız, gözleri dolar tam ağlayacakken; tamam tamam hadi al dersiniz ya.. O küçük çocuktan farkım yoktu.Belki de vardı; küçük çocuk istediği şeyi alınca üzüntüsünü unuturdu; bense kursağımda kalmış bi'hevesle sevinmeye çalışırdım.
Mümkünmüş gibi..
En çok da ne zaman kırılırdım biliyo musunuz? Okuldan arkadaşlarıma bin bir yalan söyleyip kaytarırı O'nunla Palladium'a buluşmaya giderdik.Ben her buluşma öncesi, sanki birazdan iki sevgilinin buluşması olucak da içim ısınıcak sanırdım. Oysa buluşma şöyle olurdu. Birbirimizi görürdük.Ben özlemle boynuna sarılırdım; o ise kolları yanda tarla korkuluğu gibi dururdu.2 saniyeden fazla sarılırsam da, "tamam hadi yeter ama insanlar bakıcak. derdi.İlk üzüntüm bu şekilde başlardı.Sonra ben ona hayran hayran bakarken o havadan sudan bahsederdi.Bana dair belki bişey söyler, şöyle yapmanı çok seviyorum der diye bekliyodum ama yok.Sanki buluştuğu kişi sıradan arkadaşıydı.Doğru ya, zaten sıradan arkadaşıydı, sevgilisi mi olucaktı bide :)
Sonra ona dokunmak isterdim, eline falan.Aptal tesellisi benim ki de.Dokundurmicaktı ki? Neden deniyosun her seferinde.. Bak spor işe yaramış mı? derdim, "Yok hala aynısın çiroz memeli şey :)" derdi.Bunu yermek için söylemezdi ama ben daha güzel şeyler duymak isterdim.Düşünsenize, sevdiğiniz insanın size güzel sözler söylemesi mi hoşunuza giderdi, yoksa siz dışındaki her konuya ve kişiye yorum yapması mı?
Benim ve ya onun gitmesi gerekirdi, ayrılmadan önce;
-Tuvalete gidebilir miyiz, şey... seni bi'kere öpmek istiyorum ben.
--Hayır olmaz.
-Lütfen :(
--Olmaz ama ısrar etme.
-Sadece sarılsam?
--Oooof! Israr etme işte, gitmek istemiyorum rahat olamıyorum öyle.Neden hala anlamıyosun?Bunu söyledikçe üstüme geliyosun sen.
-Şey ben belki sen de sarılmak istersin diye düşünmüştüm.
--Bi daha bu tuvalet meselesini açma bana.Israr da etme.
-Peki. Özür dilerim, ben gidim artık sen geç kalcaksın.Görüşürüz.
Sarılırdım kolları yanda beklerdi.Sonra arkamı döner taksiye giderdim.O taksiye bi'kere mutlu bindiğimi hatırlamıyorum.Yol boyunca gözlerim dolu olurdu.Gene de mesaj atardım, "Görüştüğümüz için teşekkürler, iyi ki varsın." gibi. İyi ki varsın ki bana acı çektiriyosun. Bu da mesajın içimde kalan kısmı.
Her buluşma bu şekilde geldi geçti.Aklıma gelmiyo daha neler olmuştur kim bilir.
Nisan gibi bize kalması için tekrar davet ettim.Her zaman ki gibi önce hayır gelemem falan dedi.Taş taşıtıcam ya ona.Ondan istemiyodu heralde.Sonra kabul etti.Tabi ben neşeden uçuyorum o hafta.Cuma günü gelicek de ben onunla olcam.Okuldan çıkıp bize gelmem ben servisle olduğum için sorun değildi ama onun için sorundu.Servis bürosundan onun için bin bir eziyetle izin aldım.Kabul oldu.Okula girmesi için öğrenci kimliğimi kopyaladım, onu görevliye gösterir diye.Evde benim yaptığım hazırlıkları saymıyorum bile.Bilin bakalım nooldu?Perşembe günü mesaj geldi.Ben sanırım yarın gelemem, dedem rahatsızlandı şimdi onu hastaneye götürücem.Yarın da işim olabilir.Bişey diyemedim.Artık üzülmekten bile yorulmuştum.Gelecek cumaya kalmıştı işimiz.Tekrar servis izniydi falan uğraştım.Cuma günü de sabahın 6 sında kalkardım normalde, 5 de kalktım, duşa girdim temizlendim hazırlandım ki; onla okuldan geldiğimizde hazır olayım. İnce İngiliz tarzı kravatımı taktım, beyaz gömleğimi giydim, açık renk kotumu ve sneaker's ımı giydim.Yakası fermuarlı hırkamı giydim.Tam anlamıyla "college boy" oldum. Dersler geçmek bilmedi.Çok neşeliyim mutluyum falan.Ben geç kaldım dedi.Servisin kalkmasına 10 dakika vardı.Hala ortada yok.Apar topar koşturduk sora yetiştik.Serviste bana dokundu, sertleşmiştim, pipimle oynadı şaşırdım..
Yol boyunca konuştuk falan...Servisten indik eve yürüdük.Annem karşıladı hoş geldiniz diye.Sonra annecikle konuştuk falan biz odaya çıktık.Odaya girince dolaba itti güm diye çarptım ve dudağıma yapıştı.Yakamdan tutup öpmeye başladı.Gözümle kapının açık olduğunu işaret ettim ama olmadı.Sonra tutup yatağa ittirdi beni.Yatağın köşesine/üstüne düştüm.Üstüme yattı.Boynumdan gelen parfüm kokusu onu daha da tahrik etti ki boynumu ısırmaya başladı.Ben bu sırada çırpınıp kapı açık şşşşt diyorum ama oralı olmuyo.Eliyle saçımdan tutup kafamı yatağa bastırdı.Tek eliyle de pantolonumu sıyırdı. mmmmmm burda ne varmış... dedi.Dur olmaz yapma temiz değilimdir belki dedim ama ı-ıh.Sus dedi.Çırpınmayayım diye bileklerimden tuttu ve sert aletini ittirdi.Terlediğim için mi neden bilmiyorum tek seferde girdi ve git gel yapmaya başladı.İnlemeye başladım fakat yapma lütfen kapı açık.Temiz değilim diince tokat attı ve daha da sertleşti.Kulağıma fısıldadı :
-Yoksa bunu istemiyo muydun sen
--Uhhhh mmmm aaa-- a-aaa lü...lüüt.. lütfen..
-Sus dedim yoksa daha da canını yakarım.
--Mmmmm yapma (Benim ki de istemem yan cebime koy hesabı)
-Aaauuuuhh gee... gel... geliyo.... mmmmmmmmm
Ve üstüme yığıldı.1 buçuk dakika tecavüz etti ve boşaldı.Hala o sevişme TOP10'de dir.Yatak örtüsünün üstünde benden akan zevk suyunun izleri vardır hala.Geçen gün örterken görüp güldüm. Hayatımda ilk defa tecavüze uğramıştım.Kapı açık ve temiz değilsem diye panik yaşadım ve debelendim.Ama zevki ayrı bişeymiş..
Yemekten sonra spora gittik.Spor yaptıktan sonra yüzüdük sonra da jakuziye girdik.Köpürttük falan jakuziyi.Sonra ben sırf o gelecek diye herkesten gizli slip almıştım.Onu giymiştim.Jakuzide çıkardım ve çıplak kaldım.Üstümüz deli gibi köpük olduğu için kimse anlamazdı.Ama tam o sırada pazaralama müdürü geldi.
-Naber aslan? Nası gidiyo?
--EEEmm iyi gidiyo Umut Abi. O.o
--Tanıştırıim şuan beni parmaklayan fuck buddy'im xxxxx.
Demedim tabi.Adam gibi tanıştırdım.Neyse basılmadan gönderdik adamı.Sonra taze sıkılmış portakal suyu söyledim O'na.Köpükler içinde beni parmaklayıp pipimle oynayıp portakal suyu içti.Ben de hizmette sınır yoktu.Onu mutlu edebilmek için her şeyi yapıyodum. Sanırım o da yavaş yavaş, nihayet mutlu olmaya başlamıştı.Jakuzide giyindim slibi sonra soyunma odasına gittik.Kimse yokken beni orda sıkıştırıp öptü bide.Soyunma odasında da sevişmedim demem artık..
O gece daha kaç defa seviştik bilmiyorum.Onunla içimde kalan cinselliğimi keşfetmeye başlamış ve bundan haz duymaya başlamıştım.Bu da beni ona daha çok bağlamaya başlamıştı.Ama diğer taraftan soğuyodum.Ne olacaktı bilmiyodum.Düşünmeyi de bırakmıştım artık.Ama elini tutmama kızmıyodu ve arkada jazz çalmasına kızmıyordu.Gece sarılıp yattık.Sabah da annemlerle kahvaltı edip yolcu ettim onu.Daha güzel geçmişti bu sefer.En azından hiç kalbimi kırmamıştı...Sanırım artık kahramanı olmama izin verecekti?
20 Ocak 2012 Cuma
bi'adam orgazmik cuma akşamı trafiğinden bildiriyor
Şu anda feci bi trafikteyim :/ Dur kalk yapmaktan sıkıldığım için blog yazayım dedim.
Bugün hiç bir telaşım olmadan hareket ettim. Çok güzeldi :)Şimdi de Taksim'e gidiyorum.Bitanem, ben, dünyanın en tatlı kızı ve bitanemin yeni come out yaptığı arkadaşıyla tiyatroya gidiyoruz. Komediymiş, tam benlik :)
Bunun dışında kayda değer bişey yok. Bugün çok güzel sporumu yaptım, solariuma girdim tam havamdayım :) En sevdiğim slibimi de giydim, odada dans falan ettim hohohoh. Sonra manatplay tarzında giyindim ve çıktım evden. Sonra trafikteyim işte :/
Benim anlatacaklarım bu kadar, zaten yol açılacak gibi hızlanıcam biraz.
Esen kalın, Ali Kırca, söz sende :p kıhkıhkıh
19 Ocak 2012 Perşembe
Şu an tüm boş vakitleriniz kendinize ayrılmıştır.Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Tam anlamıyla kendime adadım bu haftamı desem yeridir :) Spora gidiyorum, güzel besleniyorum, cilt bakımı yapıyorum, saçımı kestirdim, sıra sakalıma geldi.Sınav olduğu dönemdeki halden çıkmışlığımı düzeltmeye çalışıyorum :) Dün de spora gittim, sonra buhar banyosu, sauna, hamama ve keseye girdim.Pamuk gibi oldu tenim gene.Yarın da bi'kaç seans solariuma girersem her şey tamam.Geriye bi alışveriş kalıyo.Onu da abim cumartesi tekrar askere gidip, evin içi sakinleyince, bitanemle yapıcaz.
Bu aralar bitanemle çok görüşemedik.Bizim eve giden gelen eksik olmadı abimden dolayı..Ben de dinleniyorum, annemde abim varken evde durmamı istiyo falan.. Haftaya çok görüşcez ama :) Az görüştük diye bu ara biraz huzursuz, arada bi'laf sokuyo bana dün tartıştık birazcık.Sonra hemen geçti ama sanırım görüşemeyince herkes gibi böyle huzursuzluklar oluyo.
Bunun dışında çok ekstrem bişey olmadı.Her şey bildiğiniz gibi.Bitanemle bi'tatil düşünüyoruz demiştim ya; baktığımız otelin sitesinde kimliğinde evli yazıp da yanında kalacak olan eşi değilse otele almıyoruz diye bi'ibare vardı.Bitanem de sorsana bize sorun çıkarırlar mı? dedi.Ben de az önce aradım resepsiyondaki kadın çıktı telefona.
--Merhaba.
-Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
--Şeyi sorucaktım ben, bi'haftsaonu tatili düşünüyorum da internet sitenizde evli olmayanları almıyoruz gibi bi'ibare vardı.
-Evli olmayanları değil, evliyse eşi dışında biriyle kalmak isteyenleri almıyoruz.
--Ben erkek arkadaşımla gelmek istiyorum da bi'sorun olur mu bu?
-ahahaha şimdi şey siz erkek arkadaş diince yanlış anladım ben.İki erkek misafirimiz geldiğinde ek yatak koyuyoruz odaya.(hala gülerek söylüyor: )
--Yok durum tam yanlış anladığınız gibi sevgilimle gelicem.
-Sorun yok erkek misafirimiz geliyor.(Hala gülüyor arada)
Sesimden ötürü sanırım gay olabileceğimi düşünmediği için anlamamakta diretti.Ama sorun değilmiş işte :) Bunun dışında başka kaçamaklar da olabilir.Ama sabahtan beri, The King'in blogunda, en son postuna koyduğu yazı aklımda, 500 kere tekrarladım belki. "WINE, DINE & SIXTY NINE" Tam benlik yahu.Bitanemle şarap içim italyan usülü pizza yemeyi özlediğim şu dönemlerde aradığım bu sanırım :)
En kısa dönemde bunu yapmak üzere ;)
Haydi görüşürüz yakışıklılar, güzeller ;)
15 Ocak 2012 Pazar
Let the tatil begin! :) hohohoh
Size biraz yazamadığın dönemde ne yaptığımı anlatayım..Özledim sizi yahu!
Bu hafta lanet gibi yağdı üstüme.Sürekli sınava çalıştım sınava girdim.Yorulmuştum da.Bi de sınavlara evde çalışmıyorum kısmen bakıyorum sonra bizim eküriyle kütüphanede çalışıyoruz.Sonra da anneannemde kalıyorum okula yakın diye.Ama tam bi'yengeç burcu olduğum için evden çok uzaklaşın da huzursuz oluyorum.Zaten sınavlara hiç çalışasım gelmiyo; bide düzenim bozulunca kötü oluyo.Ondan sanırım önümüzdeki dönem daha az karşıda kalırım..
Neyse;sınavlara çalıştım yani mantık çerçevesi içinde hiç birini ezberlemedim.Fakat sınavlarda bu sefer basiretim bağlanmış gibi 2x2 gibi basit işlemleri yapamiicak duruma geldim.Ondan sınav sonuçları çok da tatmin etmiyo.Genel ortalamamı 4 üstünden 3.00 yapma hedefim var.Şuanda 2.96 gelecek gibi gözüküo.Ama sürpriz olup 3.00 da gelebilir.
Bu hafta için bunaldıkça akşam bitanemi arayıp buluştuk.Gece 11'e kadar çok tatlı, restoran ama bar/ev tarzı mekanımızda aşk tazeledik...Grindr'da gay kestik, güldük yorum yaptık.Arabada seviştik.Tuvalette öpüştük.Mutlu oldum işte!Bana çok destek oluyo O.Canım mı sıkkın?Hemen ararım asla kırmaz, iki eli kanda bile olsa yanıma gelir mutlu eder beni.Benim gerçek anlamda "her bi'şeyim"...
Cuma günü gene karşıya geçmiştim cumartesi sabahı son sınavım var diye.Önceki günkü sınavım da güzel geçmeyince artık hiç bişeyi umursamadım.Cuma birazcık baktık derse.Fazla ilgilenmedim, ilgilenesim gelmedi.Sonra bitanemle ve dünyanın en tatlı kızıyla dışarı çıktık buluşup.Sinemaya gittik; Zenne'ye.
Size önce o gün buluştuktan sonraki izlenimlerimi aktarim.Önce moralim çok da iyi değildi; sınavlar canımı sıkmıştı.Ama dünyanın en tatlı kızı neşemi yerine getirdi :) Sevgilisine t-shirt alacakmış da bize denetmek istedi.Ama bana bakıp "sana olmaz ki şu omuzlara baksana biri bi tarafta biri bitarafta" dedi :) Koluma girerken dokununca "ohaa ama o neydi yahu öyle? Bitanesi bu sevgilinin kasları nolucak? Göğüsü kolları çok fena bişi olmuş bu." diince bitanem de "O benim boytoy'um" dedi :) Artık öyle seviyo beni hohohoh :)
Benim de ruhum okşandı açıkçası bu muhabbete:p
Sonra yemek yedik.Yemekte bitanemin ipad'inden internetten bitanemle sipariş vericeğimiz slipleri dünyanın en tatlı kızına gösterdik.ipad'in ekranında slipli çıplak erkeklere bakarak yemek yedik.Etrafta bakan gören oldu ama çok da fifi.(Merak ediyorsanız buyrun site: http://www.aussiebum.eu.com/en/underwear/ Bence kadınlar için Victoria Secret neyse gayler için de Aussiebum o dur :p)
--SPOILER İÇERMEZ--
Sonra Zenne'ye gittik.Biletleri alırken bitanemle biz aldık, love seat olsun dedik çocuğa.Sonra ben acıktığım için portakal suyu ve en sevdiğim hindi füme sandviç aldım, salona girdik.Gelenlerin çoğu gay'di.Yanına kız kankasını alan gelmiş sevgilisiyle.;Önümüzde 45 yaşlarında biadamla genç ama yakışıklı olmayan sevgilisi aşkımlı konuşurken bitanemle donup kaldık yaş farkına :) Baştaki adamın gideri vardı ama.O sırada telefonumu şarja taktırmak için görevliye verdim, on kere yanımıza geldiği için bitanemle el ele tutuştuğumuzu gördü.Önce koltukların altında priz aradı.Sonra verin ben bukurum yer dedi.Sonra gitti bu temassızlık yaptı ben benim şarjımı taktım buyrun dedi.O kadar emek sarf etti ki dünyanın en tatlı kızı: "şşt bi'adam bu ne senin etrafında pervane oldu? Doğru söle bak göz mü kırptın cimcik mi attın?" dedi.hohoho :)Ama ben masumum :(
Film boyunca bitanem bi eliyle yokladı beni.Eşofman olduğu için altımda daha da bi kolay yokladı.Diğer elini de hiç bırakmadım.Hele filmi seyrettikçe yaşadığım şartlar için teşekkür ettim yukardaki dostuma.Gerçekten çok içler acısı durumlardı.Bazen gözlerim doldu.Sonunda yazılar çıkarken tüylerim ürperdi..
Ama o gecenin sonunda mutluydum.Oraya giderken ki mutsuzluğum ve umutsuzluğum uçtu.Çünkü bazen insan sahip oldukları şeylerin kıymetini alıştığı için göz ardı ediyo.Ben içimden sordum kendime: "Neden mutsuzdun ki? Yarın son sınavına girip çıkcan.Bu kadardı? Ne atla deve mi?" Sanrım bazen haksızlık yapıodum.Onun için sahip olduklarımdan ötürü mutlu olmalıydım.Neden mi?
-Sevgilimle love seat'te el ele tutuşup eşcinsel temalı bi'filme gitmiştim.(Üstelik Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk vardı.İlk defa festival filmi olmayan bir film, eşcinsellik üzerine kuruluydu ve iki erkeğin seviştiği öpüştüğü sahneler vardı...Bu gerçekten ülke olarak bizim için büyük bi'adımdı bence.
-Yanımızda bizi bilen arkadaşımız vardı.Rahattık.
-Salona bakınca hiç de azımsanmayacak kadar bi'kitle oluşturduğumuzu fark ettim.(Gerçekten de sokakta dikkat ediyorum da sanırım o kadar da "azınlık" değiliz.Sadece gizliyiz.)
-Yaşıtlarımın sahip olabileceği her şeye hatta bazen fazlasına sahiptim ve sağlıklıydım.
-Çevremde beni ve sevgilimi bilen 30'un üstünde arkadaşım var.
-Sonuncusu; belki de en mutlu edeni: Sevgilim var.Hem de dünya yakışıklısı...
Bitaneme de söyledim.Sanırım yurt dışında da yaşasak bunda çok farklı olmazdı standardımız.(Tabi yaşadığımız semtle de ilgili homojen değil herkes için) El ele tutuşmak, öpüşmek, açılmak, tatile çıkmak...Tamam biraz daha avantajlı olurduk hukuki yönden.Mal edinimi gibi.Ama burada da ortaklıkla mal paylaşımı yapılır.Ama tabi şu da var.Biz maskülen tipleriz.Biri çevirse bizi "siz ne el elesiniz ne iş?" diye, gücümüz yerinde ağzı burnunu eğeriz.Kimse şüphelenmez, ev de verir araba da satar.Dalaşamaz da.Ama queer diye tabir edilenler?Transseksüeller? Konuşması bozuk olanlar? Feminenler?İşte asıl onlar için hukuki koruma istemeliyiz.Destek olmalıyız elimizden geldiğince.
Bunların üstüne kendimi ve bizi düşündüm ve arabada bağıra bağıra şarkı söyleyip anneanneme geldim.Onun için eve neşeli döndüm ve dert tasa yapmadan uyudum.Sabah da sınava girip geldim.Her şey oldu bitti işte.Üstelik abim izine gelmişti :) Bir hafta bizimle, sonra dağıtımı olacak. Onun da mutluluğu oldu.Dün ailecek yemeğe çıktık dışarı.Özlemişim çok...
Filme gelince; eksikleri vardı.Senaryosu kopuku; akıllarda soru işaretleri bıraktı.Daha başarılı bi'akışı olabilirdi.Bir de biseksüel ve gayleri lubunya tarzında ağzı bozuk, feminen tiplermiş gibi tanıtmış birazcık.Gerçi zıt örnekleri vardı.Zıt örneği olsa da sistemin nası ona zorladığını da gösterdi.Ama ağır basmış biraz feminenlik Zenne karakteriyle.Fakat kostüm, mekan ve karakter seçimi mükemmel ötesiydi.Tipler gerçekten de bu kadar olur dedirtiyodu.Fakat Zenne'nin dansı (isimleri dahi vermiyorum spoiler olmasın diye) başarısızdı.Fakat o karaktere uygun yüzde, o vücutta, iyi dans eden birini bulmak zor.Ondan nazar boncuğu dedim.Verdiği mesaj paha biçilmezdi bi'kere.Ve her şeyden önemlisi, dediğim gibi Türkiye tarihinde büyük bi'adımdı.Bu kadar yazılıp çizdi.Her ne sebeple olsun, gidin ve izleyin.Eleştiri tabii ki yapın fakat koşulları göz önünde buludurun, acımasızca eleştirmeyin.Sonuç olarak biz de eleştirir sağda solda kötüler sahip çıkmassak eşcinsel filmlere, kim sahip çıkacak? Kahvedeki amcalar mı? Daha güzel olabilirdi evet ama daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu.Düşüneni de oynayanı da çekeni de seyredeni de tebrik ederim.
İşte öyle blog.Her şey dindi, sakinledi.Şuan da en büyük sıkıntım(!) bir haftadır spora gidemedim.Bu.Dostum başka dert vermesin, ben buna da razıyım :)
Yazıda çok güzel şeylerden bahsetmişim bunu eklemem lazım:
8 Ocak 2012 Pazar
3 günün özeti :)
Artık zamanım var fakat bu sefer de üşengeçlikten yazamadım..Kısacası hep bi'bahanem var :)
Neyse hemen perşembe'den beri naaptıımı özetliyeyim :)
Perşembe günü bildiğiniz üzre bitanemle buluştuk..Ertesi gün sınavım vardı ama çok ta fifi.11 buçuğa kadar, yazın çok eğlendiğimiz, Batı Ataşehir'deki bi'buçuktaydık.Ben oraya gidince sıcak yaz akşamları aklıma geliyo hep.O gece de onu düşünerek mutlu oldum ayrıca.Neyse, bitanemle buluştuk, onu 4 günde o kadar özlemişim ki gene zavallı zavallı bakmışım ona..Öyle diyo :) Yemek yedi, ipad aldı o gün; ipad'ini gösterdi karne hediyesini gösteren ufak çocuklar gibi :) Konuştuk muhabbet ettik.Çok tatlı sohbetlerden birini yaptık..
Sonra arabaya geçtik.Ben arabamı onun arabasının yanına park ettim, onun arabasına geçtim.Biraz öpüştük.Pipimi tutmak istedi; ben de açtım, tutunca kendinden geçti gene, dişlerini sıkıp pipimi sıktı "ğıııııııı koparırım bunu ben diye":( Koparmasın ama ben çok seviyoyum pipimi :(
Sonra kötü şeyler yapmamak için elini çekti hohohoh Yılbaşından kalan geyik boynuzlarını taktı kafamam senin olsun dedi :) Sonra biraz daha durduk (biraz daha dediim yarım saat enaz.Kopamadık birbirimizden) Ben anneanneme gittim o evine gitti.Yolda yanyana gittik camı açıp seni seviyorum diye bağırdım.Sonra da sinemada bana dediği "Amına koyim!" in hıncını alıp baardım öle hohoho :)
Ertesi gün sınava girdim, güzel geçti çünkü kopya çektim..Sonra da Nişantaşı'na kuzenimle buluşmaya gitcektim.Ama o kadar neşeliydim ki herkese yardım edesim geldi.Şöyle ki;
Arabayı okulun dışına park etmiştim.Arabaya bindim annecik (aşkım) aradı.Bana elma kurusu ve ajanda alcaktın unutma diye.Ben unutmuşum..Okulun içine o kısma gitmek, nra kırtasiyeden ajanda almak 20 dakika alıyo çünkü oul çok büyük.İçinde ufak otobüsler götürüyo bizi :) Ona geri dönüp sölediklerini aldım.Büğyükbabam önceki gece Ezo Gelin'in hayatını isyemişti.Kırtasiyeye gidince internetten onu bastırdım; Anneannemi aradım seni bıyıklı adama götürücem hazırlan dedim.(KFC'ye bıyıklı adam der :) )Sonra anneannemi KFC'ye götürdüm, çok mutlu oldu, biraz gezdirdim, Mado'dan da dondurma söyledim.Çocuk gibiydi.. :) Elinden tutup gezdirdim hep :) Sonra Ezo Gelinin hayatını büyükbabama götürsün diye verdim evine bıraktım alışverişini yaptırıp.
Nişantaşı'nda 4 te buluşcaktık daha 2 saatim vardı; bitaneme sürpriz yapim dedim ama İstinyePark'ta müşterisiyle toplantıdaymış efendi :) Yerim ben onu :) O iyiliği yapamadım.Yolda giderken bizim minyon'u aramıştım, o da yolumun üstündeymiş, onu aldım Mecidiyeköy'e bıraktım.Sonra da City's e gittim kuzenimle buluştum.Çok kesiştiklerim oldu ama kuzenim olduğu için rahatsız oldum bazıları açıkça niyet belli eden tiplerdi çünkü.
Sonra akşam da eve geldim.Dün de dayımın Nişan için verdiği yemek vardı.Fasıl sevmediim halde zorla gittim.Her zamanki gibi dansöz gene yanıma geldi ve para takmak zorunda kaldım memesini ağzıma kadar yaklaştırınca.Ona takıcağım parayı kumbarama atarım yahu!Ya da gay barda slip'lere sokabilirm :p Tamam takım elbiseyle ve kirli sakalla çok seksi olabilirim ama yaklaşmayın dansözler :p (yazar burada kendini över ve iyiden iyiye gay olduğunu fark eder)
Sonrasında eee darısı başına muhabbetleri..Sıkıntıdan patladım.Sıkıldıkça İstanbul'un eşsiz manzarasını seyrettim..Çünkü nişan Karaköy'deki Liman Lokantası'ndaydı...Çok fotoğraf bulamadım manzarayla ilgili ama şöle diim; denizden 0 metre içerde 3. kattasınız. solunuzda Boğaz Köprüsü, tam karşınızda Topkapı Sarayı ve Ayasofya...Arkanızda Galata Kulesi..İstanbul aşıkları size diyorum: "Gidip yemek yiyin.Ama fasıla gitmeyin."
Bugün de bişi yapmadım.Sabah eski öğrencime derse gittim o kadar.Bitanemle ve dünyanın en tatlı kızıyla sinemaya gitcektik ama yalan oldu..Dün de ertelemiştim, bugün de onlara uymadı.Ama ben onları çok özledim daha 1 hafta önce bizde olamalarına rağmen :(
İşte böyle..Haftaya cumartesi de abicik geliyo izinli :) Cumartesi de finallerimin son günü.. Çok güzeeel! Sömestr başlıo az kaldı :p Bu hafta 3 tane daha var ama...
Bi de yakın zamanda Hikayemin En Başı serisinin yenisini yazcam..
Bi de şu yazımdan dolayı baya bi mail aldım.Hoşuma da gitmedi değil ama mail atanlara şu yazının son paragrafını yolluyorum.Sahiplenilmek hoş bişi hohohoh ;)
Görüşmek üzere :)
5 Ocak 2012 Perşembe
sıpontan yaşamak :p
Şu anda arabadayım, bitanemi bekliyorum :) Kaçamak yaptık, tamamen plansız gelişti; En sevdiğim! :)
İki gündür sınavlarım var diye karşıda kalıyorum. Bugün sınavdan çıktık, yarınki HTR sınavına çalıştık.
Sonra sıkılıp çalışmayı bırakıp Palladium'a yemek yemeğe gittik, ordan bizim eküriyi okula bıraktım yurtlarına, ben de anneanneme gittim. Arabadan inmeden bitanemi arim dedim. Teyzesindeymiş 10 dakkaya çıkıomuş spora gitmek için. Ben de buluşsak mı seni çok gnresim var dedim :p Tamam dedi tabi ki :)
Şimdi geldim onu bekliyorum. Çok heycanlı, ben böle plansız şeyleri çok seviyorum yaaa :) Bugün onu görmek hiç planda yoktu ama görcem işte :) Dersi de gece çalışırım artık napalım :p
Böyle işte sizle paylaşmak istedim :)
Hadi görüşürüz bilog :p