27 Ağustos 2013 Salı

İçine Neriman Teyze kaçmış Türk "geyi"

Bugünkü yazımı içine teyze kaçmış Türk gaylerine atıyorum.

Millet olarak başkasının işine, çocuğuna ve yaşamına karışmaya bayılırız. 

Asansörde karşılaşılan bir bebek ve annesine "Hava soğuk be kızım. Üşür bu bebek. Neden giydirmedin ki daha kalın?" der. Teyzenin amacı sadece iyi niyettendir. Ama düşünemediği ve saygısızlıkta bulunduğu durum vardır aslında ortada.

Teyzenin iyi niyetten karıştığı durumdaki saygısızlık şudur: "Bu kadın bunun annesi. Çocuğu yetiştirme ve büyütme hakkı bu kadına ait.Yaşamları hakkında bilgim yok. Belki bebek egzama, kurdeşen döküyor ve terlememesi gerek. Bunu uygun görmüş ve yapmış. Ben HANGİ SIFATLA daha iyi bileceğim?" Bu kapalı bir şekilde anneye "Sen mi daha iyi bileceksin bebek yetiştirmeyi ben mi? Öyle yapılmaz o, benim dediğim gibi yapılır." demektir.

İnsanların hayatlarına, kim olursa olsun (Anne, baba, sevgili, kardeş, arkadaş vs.) karışma hakkına sahip değilizdir. Tavsiye verebiliriz yakınlık derecesine göre.Ama yargılama ve "böyle yapmıyorsun çok üzücü, yazık." demek ayıptır. Üzül istediğin kadar. Sen üzülücen; o üzülmicek ki? O mutluu? Sen niye üzülüyorsun?

Bu patavatsızlık hat safhada nesilden nesle aktarılmaktadır. Kendi hayatlarımızda her şey tam ve doğru gidiyormuş gibi başkalarının hayatlarını yargılar ve eleştiririz. Bunla çoğunuz yapılan yorumlar hakkında yüzleşiyorsunuzdur. Hala yorum yapmayı, burun sokmayla karıştırıyoruz.

Başka acı gerçekler de var. Hiç sorulmamış, düşünülmemiş, muhakemesi yapılmamış acı gerçekler.

Dillerden düşmeyen bir normal, düzgün, doğru dürüst algısı var. Bu algıları kullanırken en dikkatli ve bilinçli olması gereken kişi sensin, homofobik bir toplumda anormal, ahlaksız olarak gösterilen gay arkadaşım. Başka bir kişiyi, sana ahlaksız diyen bir ahlaki sistemin yargılarına göre eleştiriyorsan, sen ahlaksızın daniskasısın. 4-4'lük ahlaksızsın. Önce kendini konumlandır "normaller ve normlar" arasında. 

Sen 2000 km doğuda doğsan başını keseceklerdi gay olduğun için? 900 km kuzeyde doğsan hapse girecektin gay olduğun için. 2000 km batıda doğsan, ailene erkek arkadaşını tanıştırıp düğün hazırlıkları yapacaktın. Belki de doğacak çocuğunuz için isim düşünüyordun.

Şimdi söyle bana, hangi topluluk normal? Baş kesen mi, hapse atan mı, gay aile kurma hakkı tanıyan mı? Seçeceğin her seçenek için diğer iki topluluk tarafında anormal olacaksın. Yani gördüğün gibi asla herkese göre "normal" olamazsın. Erkekle yatıyorsun. Üst kat komşuna göre anormal, bana göre normalsin. Peki ger çekte nesin? Gerçekte erkeklerle yatan bir adamsın. Normali anormali yok. Busun sen.

Group sex yapıyorsun. Kerem'e göre terbiyesizsin. Bana göre eğlencelisin. Aslı'ya göre ilginçsin, Merve'ye göre enteresansın. Kendine göre ise grup seks yapansın. Peki aslında sen nesin? Grup seks yapan bir adamsın.

İlişkisi bitmiş ve her hafta bir ilişkiye başlamayan, kariyer planlarım ve özel isteklerimden ötürü önümüzdeki 10 yıl ilişki istemeyen birisiyim. Bu sebeple tek gecelik ilişkilere ve yurt dışı seyahatlerine sıcak bakıyorum. Sana göre tek gecelik ilişki yaşamayı sevdiğim için ortam gülüyüm. Burak'a göre çok cool'um. Ayça'ya göre hastalıklıyım. Peki aslında hangisiyim? İlişkisi bitmiş ve her hafta bir ilişkiye başlamayan, kariyer planlarım ve özel isteklerimden ötürü önümüzdeki 10 yıl ilişki istemeyen, bu sebeple tek gecelik ilişkilere ve yurt dışı seyahatlerine sıcak bakan birisiyim. 

Ben buyum. Sana, Kenan'a, Ayça'ya ya da X'e uymadığım için hiç bir yargınızın ve sıfatınızın sahibi değilim. Size uymak zorunda değilim. Uyulmuyorsa yapılması gereken, o "İlişkisi bitmiş ve her hafta bir ilişkiye başlamayan, kariyer planları ve özel isteklerinden ötürü önümüzdeki 10 yıl ilişki istemeyen, bu sebeple tek gecelik ilişkilere ve yurt dışı seyahatlerine sıcak bakan birisi." demek. Orospu, ortam gülü, hasta demek değil. Eğer diyorsan, sen de başkalarına göre öylesin.

Bu algı tabi ki bu yazıyla değişmez. Başka toplumlar ve yaşayış biçimleri görmedikçe değişmez. Belki kıvılcımı oluşturur bu yazı. Belki insanlar etrafı sorgulamaktan önce kendilerini sorgulamaya başlarlar. Umarım oralarda bir yerde beni anlayan birisi vardır. Yoksa da ben yalnız başıma da mutluyum :)

Not: Yazıyı sindiremeyip avukat tutup devasa yorumlarla gelecek olan okurlar, Yorumlarınızı tabii ki yayınlarım ama cevap vermeyebilirim.

24 yorum:

  1. Epeydir okudugum en guzel yazi oldu bu. Bu gece yatmadan once daha bir seyler okumam lazimdi ama bu yazinin ustune hicbir sey gelmemeli bu gece. Yapilacak tek sey herhalde olsa olsa bu yaziyi bir kere daha okumak olur... Opuldun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim yavru :) afiyet olsun diyesim geldi :)

      Sil
  2. Anlaşılan adsız yorumcu seni feci kızdırmmış :)
    Ama iyi de yapmış, bu sayede ortaya müthiş bir yazı çıkmış :)
    Ne güzel anlatmışsın normal/anormal gibi kavramların anlamsızlığını..
    Herkes içinde bir Neriman teyze barındırabilir, ama bir gay bir başka gayi yaşam tarzından dolayı yadırgamıyor mu, ben de deli oluyorum..
    Yani sen dışlanan, ötekileştirilen bir guruba dahil olan bir bireysin, nasıl olur da bir başkasını senden farklı diye yadırgayabilirsin?
    Biz daha kendimizi düzeltmeden toplumun düzelmesini bekliyoruz ya, daha çok bekleriz :)

    Bu arada yeni blog teman çok daha güzel olmuş, basit, sade, kolay :)

    Sevgiler,
    Bir Gay

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heheh :) Her işte vardır bir şer. Tema benim de çok içime sindi. Baktıkça umut doluyorum :) Güzel, sakin, huzurlu..
      Yazıyı beğendiğine sevindim. Eğer başkalarıyla paylaşırsan paylaşırsan, belki bir yerlerde değişime açık olan birilerini etkileyebilirsin. Kendine iyi bak! :)

      Sil
  3. Çıktısını almamda bir sakınca yoktur umarım?

    YanıtlaSil
  4. Kimsenin ne dediğini umursamayan biri için ne kadar çok sinirlenmişsin. Kimsenin hayatına burnunu sokmasını istemeyen biri neden göt deliğinin fotoğrafını sosyal medyada paylaşır? Asansörde Neriman teyzeye maruz kalan zavallı yeni anne o asansöre binip dışarı çıkmak zorundadır. Senin hikayen biraz daha farklı. Sen zaten ilgi için, konuşulmak için yırtınan bir insansın. Bu kadar insana kendini sunarsan birileri olumlu birileri olumsuz konuşur. Belki haklısın, insanları normaldir anormaldir diye sınıflandırmak doğru değil. Ama bilerek ve isteyerek insanların hayatında tamir edilemez yaralar açmak kabul edilemez. Yok istemeden yapmış ama kendine engel olamamışsan hastasındır! "Hasta olmak" tanım itibariyle ruhen veya bedenen fonksiyon görememe haliyse, tek fonksiyonu sabahlara kadar sevişip akşamlara kadar uyuyan biri HASTADIR. Aile yaşantısı bozulmuş, etrafında seks yapmak isteyenler dışında arkadaşı kalmamış, küçük mabetler oluşturup seks aralarında eski sevgilisine tapınan bir zavallısın. Bu yüzüne vurulunca temcit pilavı gibi aynı laflar: "Avrupada bunlar çok normal, siz köylüsünüz, kendi işinize bakın, insanları normal anormal diye sınıflandıramazsınız, kıskanmayın." Bu saçmalıklara kendin bile ikna olamadığın için böyle etrafa saldırıyorsun.

    YanıtlaSil
  5. Sevgili bi adam,
    Adsız'ın yazdığını ikinci kez okuyarak olan biteni anlamaya çalıştım. Ve sanırım bir anlamda başardım da. Her ne kadar bu yazında normlar konusunda haklılık payın olsa da bence şunu kastediyor kendisi.
    Biz bu blogta 2 yıl boyunca senin sevgiline yaptığın inanılmaz sürprizleri okuduk. Birbirinize koşmalarınızı dinledik, tartışmalarınızda yanınızda olduk sadece okuyarak. Ama bu kişi özelinde olsun ya da olmasın biz bu blogda kendimizi gördük. Senin gibi birinin varlığına ve seninle birlikte insanların sevebilme ihtimaline inandık. Sadık (bunun tanımı değişebilir, yargılamak için söylemiyorum) bireylerin gay ilişkilerde de olabileceğine gördük. Kah kendimizi bulduk, kah kızdık. Sevdik, sevdalandık, her neyse. Ama senden duymaya alıştığımız şeyler bunlar oldu. Ya bi adam büyüdü, değişti kendi kendine ya da sadece zaman değişti önemli olan bu mu bilmiyorum ama bence bu blog vadesini doldurdu çoktan. Sen burada yaşamını paylaştın, doğru. Çok daha iyi yaptın, aferin ama buradaki yaşam sadece sana ait değildi header’a koyduğun yazının aksine. Bu ikinizin yaşamıydı. Ve biz bu iki kişilik yaşamı sevdik. Bu yüzden okuyucu artık diğer kişiye saygısızlık yapıldığını düşünüyor ve tepki gösteriyor.

    Biliyor musun biz hala istemsiz olarak bu blogda senin onunla ilişkini düşünüyoruz. Belki değişmeni, belki mucize olmasını, belki de seni affetmesini. Çünkü biz burada romantik komedi tadında bir film izledik. Romantik komediler ya mutlu ya da mutsuz bir şekilde biter. Ancak bu bitmiyor, romantik komedideki karakter bizi istemsiz olarak porno filme taşıdı. Hani sevmediğimizden ya da izlemediğimizden değil ama en azından ben bu filme gelmek istemedim. Evet, film de senin kamera da. Yaşam kesinlikle senin ama sanki o artık başka bir film.

    En basiti adsız senin adına neden üzülüyor biliyor musun? Çünkü o film izliyor ve karakterin diğerine kavuşamamasına üzülüyor, sinirleniyor, yorum yazıyor. Onun bu filmden beklentisi bu, buna alıştı bunca zamandır. Adsıza katılabildiğim nokta bu. Adını normal değilsin koymak değil ama adlara takılmaktansa biraz daha içeriğe odaklanmak daha doğru olur sanki.

    NOT: Şöyle düşün her ne kadar Adını Feriha Koydum’da başrol oyuncusu Feriha gibi gözükse de kız öldükten sonra asıl başrol oyuncusu olan adamın yeni dizisi, Emir’in yolu çıktı. Yani anlatmak istediğim: Evet, yaşamının başrol oyuncusu sensin. Bi adam tatilde, adalarda, partilerde, kahroluyor, çok mutlu, oldukça keyifli ya da her neyse o mahlasla yeni bir blogun vakti gelmedi mi? Emin ol yenisi de tutar, o ışığa sahipsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklıma gelmedi değil aslında. Tutup tutmaması değil derdim. Bunu benimsemiştim ya yeni blog yeni ev gibi yadırganır alışamam :/

      Sil
    2. Gereksiz bir tartışma içine girmek istemiyorum ama merak ediyorum, hiç düşündünüz mü? Bir film gibi başından sonuna izlediğiniz, olayların gidişatını beğenmediğinizde sinirlendiğiniz, aslında sizin hayalinizde canlandırdığınız sona doğru gitmesi gerektiğini düşündüğünüz, istediğiniz şekilde gelişmediğinde de eleştirip itiraz ettiğiniz olaylar silsilesi aslında bir film değil! Bi adamın hayatı..

      Hiç kimse "Ben başından beri bu blogu izliyorum, dolayısıyla müdahale etme hakkkım var" komikliğine düşmesin..
      Ben de ilk açıldığı günden beri bu blogu ve bir çok blogu takip ediyorum, ama kimsenin hayatına müdahale etme, ya da kendimce yönlendirmeye çalışma hakkını kendimde görmüyorum.
      Okursunuz, hoşunuza gider takip etmeye devam edersiniz, ya da beğenmezsiniz, sağ üst köşedeki çarpı işaretine basıp sayfayı kapatır gidersiniz..
      Ama nasıl ki, kendi hayatınıza bir başkasının doğruları istikametinde yön verilmesini kabul edemiyorsanız, başkasından da kendi hayatını sizin gösterdiğiniz istikamette yaşamasını bekleyemezsiniz..

      Sil
    3. Beğendiğin için sevindim, teşekkür ederim :)

      Sil
  6. Bi adamım paşaaammmmm :) ne güzel bir yazı yazmışsın sen öyle :) okurken biraz sinirini ve öfkenin hissettim ama öze bakarsak ne demek istediğin rahatça anlaşılıyor. Sen sensin paşam bende benim kelimelerle olduğumuz insanları zincirleyip kısıtlamaya bırak başkasının bizim dahi hakkımız yok bence. Kocaman öpüyorum seni paşam kendine dikkat et :*

    YanıtlaSil

  7. Birilerinin yanlışı bir başkasının doğrusu olabiliyor. Gel gör ki içinde bulunduğumuz topraklar da, önyargıya çok müsait bir toplum yaşıyor. Üçüncü kişileri fiziken rahatsız etmediğin müddetçe bu konu tartışılamaz bile.

    go for it young man.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heheheh teşekkür ederim. Mail kutuna lütfen bak :)

      Sil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. işte bu yazı mükemmel olmuş. Tabi herkesin düşünceleri farklı zaten toplumu toplum yapanda bu değilmidir zaten? Blog tasarımıda güzel olmuş onuda bi belirtiyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim .Benzeri yazılar yazmaya karar verdim :)

      Sil
  10. hıh işte böyleleri anam babam bile olsa saçlarını başlarını yolarcasına ağzımı açıp yumuyorum gözümü ;) saygı duyacam diye saçmalayıp kendini ezdirmenin alemi yok!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada Kaan'a başlatacağın direnişte ben varım :)

      Sil
    2. ettik şimdiden üç kişi

      Sil
    3. Ben de direniyorum o zaman hehehehe :D

      bu kadar güçlü kişileri karşıma alacağım mı sandınız. Sevişmenin tadını alan birisi olduğumdan savaşacağımı sanmıyorum hahaha :P

      Sil
  11. Yazı için kelime sarf edemeyeceğim,

    alkışlıyorum,

    ayaktayım ;)

    YanıtlaSil

çıkar bakalım ağzındaki "şeyi" :